9 Ocak 2017 Pazartesi

Kar

         


         Merhabalar,
         Hayır, Orhan Pamuk’un Kar romanından bahsetmeyeceğim bugün. Tabii o da bir yazı konusu olabilir ama bugünkü konumuz o değil.
         Malum kar yağdı. Bunun üzerine Facebookta arkadaşım olan bir abi “Sizce de bu kar olayı fazla abartılmadı mı?” yazmış. Haklı da olabilir tabii. Zira ülkecek neredeyse kar yağıyor diye bir zil takıp oynamadığımız kaldı. Herkes çok sevindi, çok mutlu.
         Sanırım delirmemek için tutunacak bir şeylere ihtiyacımız var hepimizin. Karın yağması iyi elbette. Doğanın kara da yağmura da soğuğa da ihtiyacı var. Ama herkes çıldırmış gibi karın yağmasını kutluyor. Bir de karın tüm kötülükleri, çirkinlikleri örttüğü duygusu var tabii. Ben tüm kar temalı paylaşımların arkasında bu nedeni görüyorum biraz da.
         İzmir’dekiler de kar yağmıyor diye ağlıyor. :) Gerçi İzmir’de benim yaşadığım yere az da olsa yağıyor ama Balıkesir’de doğup büyümüş biri olarak bu bana kar gibi gelmiyor bile. Ben küçükken diz boyu kar yağardı. Balkona ayrı, bahçeye ayrı, sokağa ayrı kardanadam yapardık.
         Gerçi Kuşadası’na kar yağması daha komikti. Üniversite birinci sınıfta yağmıştı ve hayatında ilk kez kar gören arkadaşlarım vardı. Nasıl hiç kar görmemiş olurlar diye şaşırmıştım. Ama en son 25 yıl önce mi ne yağmış. :) Dağın tepesindeki okulumuza 5 cm bile olmamış karda minübüs şoförleri çıkamamıştı. Okulda hemen elektrikler kesilmiş ve dersler de iptal olmuştu. Dile kolay tabii. 25 yıl.

         Herkesin de söylediği gibi tüm kötülükleri örtsün kar. Giderken de yanında alıp götürsün. Bir de artık kimse ölmesin. Daha fazla bombalı patlamalı rüya görmek istemiyorum.

Hiç yorum yok: