29 Mayıs 2015 Cuma

“Hayat kısa, kuşlar uçuyor!”

        


         Hayat karmaşası içinde ne zaman yazmayı bıraktım bilemiyorum. Oysa yazmak benim için hava, su gibiydi. Biloga yazmayı ise ayrı seviyordum. Çünkü insan bazen etrafındakilerle bile gündelik şeyleri paylaşamayabiliyor. Ama buraya yazdıklarım ne edebi değeri olan şeyler ne de günlüğüme yazacağım kadar mahrem şeyler. Yine de yazıp içimden atmam gereken şeyler.
         Ama işte oradan oraya koştururken hayatın içinde bir şeylerden de etmek gerekiyor sanırım. Ben de farkında olmadan buraya yazmaktan vazgeçmişim meğer. Sonra bir baktım ki sadece biten ürünlerin yazıları var bilogda. Tam olarak işi bu değilki bu bilogumun amacı. Burası benim günlük hayatımın günlüğü.
         Öyle işte.
         İç hesaplaşmamı da bitirdiğime göre neler olup bittiğini yazabilirim.
         Finallerim bitti Salı günü. Çarşamba günü de sınıfcak pikniğe gittik. Mezuniyet pikniği. :)Evet, mezun oluyorum. Mezuniyet törenim de yarın.
         Beş yıldır okuduğum, çoğu zaman zorla okula gittiğim okulum sonunda bitti. Bitsin diye dua ederken şimdi okulum bitti diye üzülüyorum. Özlemem dediğim şeyleri daha gitmeden özlemeye başladım bile.
         Bu arada Kuşadası’ndan taşınma kararı aldım ve İzmir’den ev tuttum bile. Seçimden sonra İzmir’e taşınıyorum. Orada çalışacağım. İlerleyen dönemde de Japonca kursuna gitme planım var.
         Türkiye turunu tamamlamış olsam da YDS’yi geçemediğim için (çalışmadım ki) henüz kokart alamayacağım. Bu da demek oluyor ki henüz turist rehberliği yapamayacağım. Şu an ki hedefim Eylüle kadar hem bir yerde çalışıp, Japonca kursu için biraz para biriktirmek hem de Eylül’deki YDS için İngilizce çalışmak. Eylül’den sonra da TUREB’in açacağı Japonca sınavı için kursa gitmek. Tabii inşallah TUREB sınav açar. Talebe ve açığa göre açılıyor çünkü sınav.
         Yani bir yıllık plan ve hedeflerim bu yönde. Bu bir yıl içinde İzmir’deyim. Sonra İzmir’de kalmaya devam eder miyim yoksa başka bir yere taşınır mıyım şimdilik bilemiyorum.
         Rehberliğe başladıktan sonra uzmanlaşabilmek için Jeomorfoloji yüksek lisansı da yapmak istiyorum ama bu çok sonraki planlardan biri. Rehberliğe başlamadan yüksek lisans yapmayacağım.

         Şimdi bunca eşyayla İzmir’e taşınmak var. O kadar kitabı nasıl götüreceğim, yaşayıp göreceğiz.

Bitenler 25


Yine, yine ve yeniden bir bitenler yazısıyla sendeyim bilog. Bu ara hayatımda ne olup bittiğine pek anlam veremiyorum. Yazmıyorum ve dahi okumuyorum da. Öylece geçiyor günler. Neyse. Şimdi bu bitenleri yazayım ardından da bir hayat özeti geçeyim en iyisi mi.
Avon Naturals Kiraz Çiçeği Özlü Şampuan: Avon’un bu serisinin başka ürünlerini de kullanmıştım daha önce. Güzeller bence. Bir başka çeşit daha var elimde. O da bitince ve yeniden Avon ürünleri satan birilerini bulursam alabilirim.
Watsons Zambak ve Yasemin Özlü Saç Kremi: Bu ürünü indirim sepetinden 3 liraya almıştım. İşini yaptığını düşünüyorum ama nedense yine Watsons’larda satılan saç vaksını (saç kremi gibi kullanıyorum) daha çok seviyorum. Uygun fiyata bulursam alabilirim tabii yine.
Rebul Mandarine Kolonya: Ben çok kolonya sever bir insan değilim. Hatta baş ağrısı da yapıyor bende. Ama bunu deneyip kokusunu çok beğenince şişesiyle aldım. O kadar güzel kokuyor ki parfüm gibi bile kullandığım oldu. Biraz zaman geçsin yine alırım.
Nivea Aqua Sensation Canlandırıcı Temizleme Jeli: “Eh işte!” diyebilirim bu ürün için sanırım. Yani yoğun bir yapısı olmasına rağmen sanki çok da temizlemiyormuş gibiydi. İçindeki granüller de ne işe yarıyordu tam anlamış değilim doğrusu. Mecbur kalmadığım sürece almam herhalde.
Beauty Formulas İntim Temizleme Jeli: Sürekli kullandığım ürünlerden biri bu da. Kutusu şeffaf olanı var bir de. O aloe veralı ama bence ikisi de aynı ürün. Güzeller yani.
Medisafe Makyaj Temizleme Pedi: Ben öyle illa bir markanın pamuğunu kullanırım diyenlerden değilim hiç. O an hangisine ulaşabiliyorsam ve hangisinin fiyatı uygunsa onu alıyorum doğrusu. Bunlar da fena değiller.
Rituel de Beaute Siyah Nokta ve Kir Temizleyici Burun Bandı: Bim’den almıştım bu ürünü. Bende pek siyah nokta çıkmaz ama nedense son günlerde iki üç tane siyah noktam oldu. Yine eh işte diyebileceğim bir ürün. Anlık kurtarıcı.
Watsons Kulak Pamukları: Yine Türkiye turuna çıkmadan önce seyahatte kullanılabilecek bir şeyler ararken buldum bunları. Aslında otellerde oluyor böyle şeyler ama biz eğitim turunda olduğumuzdan ve sezon dışında seyahat edip konakladığımızdan olmadığı zamanlarda oluyordu. Altı tane falan poşet vardı bir paketin içinde ve bana çok pratik geldi bu. Poşetin ağzı da fermuarlı ve bir poşette 80 tane var. Ben 30 gün boyunca turdaydım mesela. Çok işimi gördü.
Komili Bebe Bebek Yağı: Kışın vücudum çok kuruyor benim. Bunu da severek kullanıp bitirdim. Şimdi yine vücut losyonlarına döndüm ama kış geldiğinde yeniden alabilirim.
Garnier BB Krem: İlk başlarda severek kullansam da daha sonradan yüzümde sivilce yapmaya başladı. Bitirmek için yine ara ara kullanıyordum ama son kullandığımda resmen çamur gibi durdu yüzümde. %75’i bitmiş olarak çöpe gidiyor.
Sweet Snuggles Creme Caramel Vücut Losyonu: Duş jeli, vücut scrubı ve vücut losyonu şeklinde bir setti bu. Diğer ürünlerini daha önce kullanıp bitirmiştim. Bunu da bitirmek için el kremi olarak kullandım. Çünkü kullandığım vücut losyonu çok büyük ve bence bu vücuda kullanmak için çok küçük. Nemlendirmesi yaz günleri için ideal. Yılbaşı zamanında çıkıyor sanırsam.
Garnier Kuru Ciltler İçin Nemlendirici Günlük Bakım Kremi: Garnier’in ürünlerini genel olarak seviyorum. Bu ürünü de severek kullandım. İkili set olarak aldığımdan şu an ikincisini kullanıyorum.
Dove YoğuN Bakım Kremi: Küçük olduğu için çantamda taşıyordum ama hiç memnun kalmadım. Yani o kadar yoğun yapısına rağmen hiç nemlendirmiyor bence. Benim için sınıfta kaldı. Almam bir daha bunu.
Flormar Skin Geometry Kırışıklık Karşıtı Krem: Yaşıma uygun olmasa da kremim bittiği için kullanmıştım zaten deneme ürünü diye ama nemlendirmesinden çok memnun kaldım. Kokusu da güzeldi. Yaşlanınca alırım. :D
Farmasi Günlük Yüz Kremi: Farmasi’nin ürünlerini seviyorum. Bu kremden de çok umutluydum açıkçası. İçinde argan yağı, aloe vera ve e vitamini varmış. İlk sürüşte yüzümü kadife gibi yapsa da bir iki saat sonra çok yağlandırdı. Tam boyunu almam o yüzden.
Dove Original Deodorant: Tam boyunu da kullanmıştım bu ürünün. Kokusunu çok seviyorum. Yine seyahatler için bu minikler çok iyi oluyor. Alabilirim yeniden.
Softem Tatlı Badem Yağı: Şampuanımı ikiye bölüm birinin içine badem yağı koyuyorum. Önce saçımı bu yağlı şampuanla yıkıyorum sonra da yağsız olanla. Normalde saça sürüp beklenilse ve öyle yıkansa tabii ki daha iyi olur ama ben çok üşeniyorum buna. Ama bu kadarcık şeyle bile çok faydasını gördüm. Tavsiye ederim.
Ojeler: Natty ojelerden çok memnundum aslında ama artık yapısı değişmeye başlamış. Gabrini ojenin içine yeşil far koymuştum ben ama o da bozulmuş artık. Alix Avien’in minnak boylarına vurulup almıştım ama fırçalarını hiç beğenmedim ve çok az kullandım. Onların yapısı da değişmiş artık. Hepsi çöpe gidecek.
Avon Kırmızı Ruj: Deneme boy bir ürün olsa da resmen yıllardır bende. Bir zamanlar kırmızı ruj takıntım vardı ve ben her tonunu topluyordum. Bu da benim tarzım olmayan bir kırmızı. Çöpe gidiyor.

Mysore Vanilyalı Tütsü Çubuğu: Tütsü sever misiniz siz de? Ben çok seviyorum. Bir çok çeşit olsa da elimde en çok bu vanilyalı olanı kullandım herhalde. Elimdeki çeşitlerini bitirince yeniden alacağım. 

7 Mayıs 2015 Perşembe

Bitenler 24

         

         Bitenler de olmasa bloga uğrayamayacağım bu ara. Ne mi yapıyorum? Aslında hiçbir şey. Öylesine geçiyor günler. Çok da bir şey bitiremesem de yazıp boş ambalajlardan kurtulmak istiyorum.
         Sensitive Alkolsüz Ağız Çalkalama Suyu: Bu üründen daha önce de kullanmıştım. Acıydı tadı bana göre biraz. O yüzden yeniden almam.
         Nivea Parlama Karşıtı Arındırıcı Tonik: Kokusu çok ağır olan ve hiçbir işe yaramayan bu toniği bir daha asla ama asla almam. Nefret ettim kendisinden.
         Nivea  Günlük Temizleme ve Peeling Jeli: Ben peelingleri %95 duşta kullanıyorum. O yüzden bunu da duşta kullanıp bitirdim. Fena bir ürün değildi. Üstteki kötü tonikle kofre halinde satılıyordu. Tonik sınıfta kaldı ama bu idare eder.
         Zeytin Sarayı Narlı El, Yüz ve Vücut Kremi: Şirince’den dörtlü set halinde aldığım kremleri sonuncusuydu bu da. Daha önce de dediğim gibi gül ve narlı olanların kokusunu beğenmedim ama zeytinyağlı ve arganlı olanların kokuları çok güzeldi. Nemlendirmelerine bir şey diyemem. O konuda hepsi çok iyiydi.
         Smell Good Sweety Parfüm: Artık bu ürünü Bim’den mi aldım nereden aldım bilmiyorum hiç. Ama kullanmadım bir kez bile. Çöpe gidiyor.
         Golden Rose Miracle Lash Ultra Black Maskara: Ben ultra blacklik bir tarafını göremesem de genel itibariyle memnun olduğum bir rimeldi. Zaten benim için plastik fırçalı olsun bir de boyasın yeter.
         Tansaş Islak Havlu: Mis gibi papatya kokuyordu bu ürün. Oldukça memnun kaldım.
         Watsons Kare Pamuk: Genelde çok az pamuktan şikayet ederim ben. Pamuk pamuktur bence ama bu ürün beni çıldırttı resmen. Dikişsiz bazı pamuklar bile çok daha iyi performans sergilerken bu ürün hayatımda gördüğüm en kötü pamuktu herhalde. Pamuksuz kalsam alır mıyım? Cık, o zaman bile almam.

         Pure’n Soft İntim Temizleme Mendili: Her zaman bitirdiğim bu üründen çok memnunum.