29 Mayıs 2013 Çarşamba

9 End 2 Outs


16 bölümlük bir Kore dizisi kendisi. Romantik kategorisinde yer alıyor. Diğer bilinen adı ise 2 Outs in the 9th Inning.


İki iyi arkadaşın bazı sebeplerden dolayı aynı evde yaşamaya başlamaları anlatılıyor. Bunun yanında başarısızlıkla sonuçlanan aşk hikayeleri de var. Ama en sonunda doğru yolu bulup aslında birbirlerine aşık olduklarının farkına varıyorlar. :) 

Yavaş ilerleyen bir dizi ama yine de güzel. İçinde bol bol beyzbol sahneleri var ayrıca. 30 yıllık arkadaşlar ve birbirlerinin her şeylerini biliyorlar. Bir bakışından ne söyleyeceğini, ne hissettiğini biliyorlar. Üzüldüğünde nereye gideceğini biliyorlar. Birbirlerine aşık olmasınlar da ne yapsınlar. Zaten başkalarıyla da olmuyor bir türlü. :P


Oyuncu kadrasu ise şöyle:
Lee Jung Jin – Byun Hyung Tae
Park Soo Ae- Hong Nan Hee
Hwang Ji Hyun – Yoon Sung Ah
Lee Tae Sung -  Kim Junh Joo
Lee Sang Woo – Lee Joon Mo
Jung Da Hye – Kim Nam Jung
Lee Doo Il – Im Nak Bin
Jo Eun Ji – Kim Choon Hee
Hwang Suk Jung – Jang Choo Ja
Kim Chang Sook – Kim Shin Ja
Jang Joon Hwi – Park Sang Hoon
Son Jung Min – Jun Mi Kyung
Lee Hui Do – Byun Jung Woo
Park Hye Young – Park Ji Sun
Im Yoon Ah – Shin Joo Young







26 Mayıs 2013 Pazar

Buralardan, Benden…

         
Ara tatilden beri eve gitmedim. Ara tatilimiz de bir haftaydı zaten. Okulum bitti 17 Mayısta normalde. 20 Mayısta bütünlemeler vardı, rekor kırarak 3 dersten bütünlemeye girdim. Alttan bir dersim vardı geçen yıldan onu bütünlemesiz verdim. 3 dersten birini geçtim, kalan ikisi henüz açıklanmadı ama geçtiğimi düşünüyorum.
Hazırlıkta ve 1. sınıfta sıkılınca, kafam bozulunca, Aydın ya da ada (Kuşadası) beni boğunca atlar giderdim. Bu yıl çok yoğunum en başta. Bir yere kımıldayamıyorum. Hocalar –nedense- devamsızlık konusunda çok katılar. (Slayttan okuyup okuyup geçiyorlar zaten. Ben evde de yapıyorum aynısını.) Çekip gidemiyorum zaten hep de önemli dersler. İstesemde gidemiyorum. Her şekilde gidemiyorum yani.
Bu yazıyı neden yazıyoruma gelirsek dün facebookta bir albüm gördüm. Lisedeki hocalarım ve öğrenci olduklarını düşündüğüm gençler Değirmen Boğazı’na gitmişler. :(( İçimde bir haset, bir kıskançlık fırtınası koptu maalesef. Bizim zamanımızda hiç böyle şeyler yapmıyorlardı bizimle. Birkaç gün önce de mezuniyet balosu varmış. Bizim balomuz da olmadı. :(( (Küçük Emrah modundayım şu an. ) Değirmen Boğazı mesire yeri bu arada. Güzeldir, yeşilliktir, sakindir…
Bir kere sınıfcak okuldan kaçıp Değirmen Boğazı’na gitmiştik. Güzel bir anımdır. Onda da kızmışlardı zaten. :)
Şimdi ben bu albümü gördükten ve kıskançlık faslını atlattıktan sonra aldı mı beni bir hüzün. Yaaa ben de evimi özledim. Sokağımızı özledim. Penceremin önündeki erik ağacımı özledim. Ailemi, arkadaşlarımı özledim. Değirmen Boğazı’na gidip yeşilliklerde piknik yapmayı özledim. Atatürk Parkı’nda dondurma yiyip çekirdek çitlemeyi özledim diye iç çeke çeke ağladım bir güzel. :(
Ama gerçekten özledim ya. :(
Öyle evime, şehrime çok bağlı biri değilimdir normalde. Üniversiteye ilk başladığım günlerde zorluk çeken, ağlama krizlerine giren biri de olmadım arkadaşlarım gibi. Ama arada sırada oluyor, geliyorlar.
Özledim işte.
Niye mi gitmiyorum okul tatil olduğu halde. Stajım var ne yazık ki. Bugün başlıyorum hem de. Yani kesin olarak yarın başlıyorum da bugün formatı anlatacaklar bana. Tüm yaz adada olmak zorundayım sanırım. :(


25 Mayıs 2013 Cumartesi

Runway Cop

         

         Bir ara izlediğim dizileri yazıyordum. Kaldı gitti öylece bu da. Ama geçen gün bu filmi gördüm ve son zamanlarda izlediğim en komik, en eğlenceli filmdi. Bloga yazmazsam olmaz dedim ben de.
         2012 yapımı bir Güney Kore filmi, türü de komedi. Yönetmeni de Shin Tae Ra imiş.
         Bu filmi asıl izleme sebebim Kang Ji Hwan’ın oynuyor olmasıydı. Zira kendisi çok beğendiğim ve oyunculuğunu da çok sevdiğim bir aktördür. Dedektif Cha Chul Soo rolünde burada. Diğer oyuncularımız ise şöyle; moda tasarımcısı Young Jae rolünde Sung Yu Ri, Han Seung Woo rolünde Kim Young Kwang ve top model Kim Sun Ho rolünde Lee Soo Hyuk.

         Dedektif Cha bir olayı çözmek için manken olmak zorunda kalır ama onun tek sahibi olduğu şey “D” tipi vir vücut (!) ve yaydığı kötü kokulardır. Moda tasarımcı kızımız istemeye istemeye ona çeki düzen vermek için evine gider ve evi tam bir çöplük gibidir. Ev de kendisi kadar kötü kokuyor yani. :))
         Bir sahnede dolabını göster diyor ve Cha aşağıdaki karton kutuyu gösteriyor. :D

         Gülmekten öldüğüm bir diğer sahne ise sorgu sahnesiydi. Yakaladıkları bir şüpheliyi sorgulamak için sorgu odasına giriyor dedektif. Bir haftadır da evine gitmemiş. Adam da konuşmuyor zaten. O da oturduğu yerden önce ayakkabısını sonra da çorabını çıkarıyor şüphelinin karşısında sakin sakin. Bir fırlatıyor çorabını ve şekil şudur:
O kadar zamandır çıkarmamış ki ayağından kaskatı kesilmiş artık çorap. Bir de bu giydiklerine "Onlar benim giyim tarzımı yansıtıyorlar!" demiyor mu?! :D 

         En sonunda da filinta gibi bir manken oluyor. Saçlarının rengini pek sevemesemde burada, yine de çok sevimli bu adam ya. :))
         İzlemediyseniz henüz tavsiye ederim. :) 

Ne Okuyorum?


Dadı
Ali H. Neyzi 
Karacan Yayınları 

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Bitirdim #5



Bitmek üzere olan bir sürü ürün var elimde. Bitsinler diye çok uğraştım ama bitmke bilmiyorlar. E vakit de geçiyor. Yazayım dedim.
Dalan D’olive Zeytinyağlı Saç Bakım Kremi: Dalanın kremlerini kullanıyorum. Bir de bunu deneyeyim dedim. Fiyatına göre çok iyi bir ürün bence. Tekrar alacağım. Paraben içermemesi de ayrı bir artı.
Oriflame Hair Repair Therapy Conditioner: Daha önceki ay da şampuanını bitirmiştim. Memnundum. Denk gelirsem yine alacağım. Şimdi elimde sadece maskesi kaldı.
I Love… Starwberries & Milkshake Duş Jeli: Daha önce de bitirmiştim bu seriden. Güzel.
Arko Nem Yüz, El ve Vücut Kremi: Küçüklüğümden beri arkonun o kokusu bana çok ağır gelir. Bunu da zeytinyağlı belki farklıdır diye almıştım. Ama hem yapısını hem de kokusunu sevemedim bir türlü. Zorla bitirdim.
         Minik Şampuan: Nisan başında iki günlük bir toplantı için Pamukkale’de bir otelde kalmıştık. Oteldeki odamdan aldım yani bunu. Böyle küçük bir şişeye ihtiyacım vardı sık sık seyahate çıktığımdan. İçindeki şampuanı kullandığım şampuanın içine kattım. Zira yetmezdi zaten tek başına benim saçıma. Şişesine göz makyaj temizleyicimi koyuyorum.