30 Kasım 2014 Pazar

Bitenler #20


Zaman ne kadar da hızlı geçiyor yahu! Kasımın da sonuna geldik. Bu yıldan hiçbir şey anlamadım doğrusu. Zaman hızlı geçiyor geçmesine de ürünler nedense yavaş bitiyor. Soğuk diye yerimden kıpırdamak istemediğimden olabilir mi (!) acaba?!
Bakalım neler bitmiş bu ay:
Johnson’s Baby Şampuan: Daha önce de bitirmiştim bundan. Bir ara yeniden alabilirim. Güzel bir ürün.
Sensitive Alkolsüz Ağız Çalkalama Suyu: Her ne kadar alkolsüz dese de yeterince acıydı. Bir yerden bu tip ürünlerin ağız içindeki yararlı bakterileri de öldürdüğünü okumuştum. Düzenli kullanmadım yani. üşeniyordum zaten. 2-3 günde bir kullanıyordum. Bir adet daha var aynı üründen elimde.
Divinia Yüz Yıkama Kremi: Bu üründen nefret ettim. Banyoda da kullanmayı denedim ama berbat bir ürün. Bitiremedim. Kendisine çok sinirliyim. Daha fazla dayanamayacağım. Atıyorum ne yazık ki.
Diadermine Koruma Etkili Nemlendirici Bakım Kremi: En az Divinia kadar nefret ettiğim bir ürün daha. Kokusu berbat. Yüzdeki duruşu berbat. Kalıp gibi oluyor resmen. Sürdükten sonra gidip yıkama hissi uyandırıyor bende. Ne yapsam kullanamadım. Bitiremedim de, verecek kimse de bulamadım. Çöpe gidiyor.
Dalan D’olive Zeytinyağlı Yoğun Bakım Kremi: Canım ciğerim Dalan. :) Bu ürünü ne kadar çok sevdiğim ortada. Ama bunu erkek arkadaşım kullandı. Tabii ki ben verdim, tabii ki. :)
Gris Alkolsüz Islak Havlu: Güzeldi, denk gelirse alabilirim yeniden.
Sensitive Aloe Veralı Diş Macunu: Yukarıda yazdığım ağız çalkalama suyu, iki adet diş macunu ve bir adet fırçadan oluşan bir set almıştım ve üstelik iki set almıştım. Yani elimde daha 3 tane diş macunu var. Ama ziyan değil. Diş macunu sonuçta. Kullanılır elbet. Tadı bir garip olsa da (artık alıştım sanırım) temizlemesi güzel.


29 Kasım 2014 Cumartesi

Kitap Temalı Fotoğraflar












*Fotoğraflar bana ait değil. Oradan buradan topladığım arşivimden.

26 Kasım 2014 Çarşamba

Vişneli Hoşbeş


Hoşbeş yazılarıma devam ediyorum. Vişneli olanın tadı bana çok ağır geldi doğrusu. Pek sevemedim bu ürünü. Daha önce de mandalinalı olanını yazmıştım. Ona da bakabilirsiniz buradan. 

Siz yediniz mi hiç bundan?

23 Kasım 2014 Pazar

Buralarda Hava…

         
         Buralarda hava soğuk sayın seyirciler. Türkiye turunun son haftası hayli soğuk geçmişti. Kuşadası’na dönünce de adapte olmakta epey zorlanmıştım. Çünkü buraya kış gelmek bilmedi bir türlü. Ama son bir hafta oldukça soğuk geçiyor. Ben tam bu ılık havaya alışmışken birden soğudu. Burnumu dahi çıkarmak istemiyorum evden. Ki ev de buz gibi ya, orası ayrı.


         Evden çıkmak istemiyorum da dışarıda da güzel olaylar oluyor. Geçenlerde de bahsetmiştim. Kuşadası Meclis Salonunu tiyatroya çevirdiler ve her Cuma bir oyun oynanıyor. Daha öncekilere gidememiştim sınavdı oydu buydu derken ama Cuma günkü oyuna gittim. Mustafa Balbay’ın yazdığı Yargıtatör. Bol mesajlı güzel bir oyundu. Düşündürücüydü.


         Cumartesi günü ise Niyazi Koyuncu’nun konseri vardı aynı salonda. O küçücük salonda nasıl konser olacak ki diye düşüncelerle aldık biletlerimizi. Ama hem gelenlerin neşesi hem de Niyazi Koyuncu’nun enerjisiyle çok eğlendik. Sanırım hayatımda en eğlendiğim konser buydu. Niyazi Koyuncu, abisi Kazım Koyuncu’ya ne kadar benziyor derdi herkes. Gerçekten de benziyorlar.

         Pazar günümü de biraz ders çalışarak, biraz dizi izleyerek ve bolca yazı yazarak geçirdim, geçirmekteyim. Yarın yine yoğun bir haftaya giriş yapacağım. 

Mandalinalı Hoşbeş


Eti Hoşbeş’in farklı aromalılarını çıkarınca hepsinden birer tane atmıştım sepete. Yiyeli çok oldu ama anca yazabiliyorum. Ben mandalinalı olanından çok umutluydum ama o kadar belirgin bir tadı yoktu. Normal bir gofret gibiydi.
Siz denediniz mi bu ürünü?


19 Kasım 2014 Çarşamba

Bu Aralar Ben…

         
         Geçen hafta susuz yaz gibi susuz bir vize haftası geçirdim resmen. Vizelerimin kötü geçmesine mi yanayım yoksa sokaktaki toprak kayması yüzünden suların kesilmesine mi yanayım bilemedim. Hayır yani en sonunda bitleneceğim diye korktum. Dağ gibi yığılan bulaşıklar da cabasıydı tabii. Neyseki geldi de büyük bir faciadan kurtulduk. :)
         Doğu turundan sonra her şey çok hızlı geçti hatta geçiyor. Daha ben okula bile alışamamışken sınavlar geldi çattı. Ne olduğunu anlayamadım bile. İte kaka geçirdim de bakalım sonuçlar nasıl gelecek.
         Ocak sonuna doğru Batı turuna da çıkacağım. Bir aksilik çıkmazsa tabii. Okulun bitmesine çeyrek var resmen. Bir yandan da biricik YDS’ye çalışıyorum tabii. Bir yandan da bazı projeler içerisindeyim. Öylece geçip gidiyor günler.
         Öte yandan da gelgitli bir ruh hali içerisindeyim. Farkındayım dengesizliğimin de kontrol edemiyorum sadece. Üzüyorum o zaman da işte. Biliyorum. En çok da yanımdaki etkileniyor bundan.
         Hep kötü şeyler de oluyor değil tabii. Kuşadası Meclis Salonu tiyatroya dönüştürüldü mesela. Artık her Cuma bir oyun oynanıyor. Daha gitmek kısmet olmadı ama bu Cuma gitmeyi planlıyorum.
         Arada sırada da küçük DIY projeleri yaptım. Onları da bir ara paylaşacağım.
         Bir de bir süredir bazı şeyler alıyorum. Canım sıkıldıkça alışverişe sarıyorum da denilebilir. En son takı aldım bugün de. Allah sonumu hayır etsin. :/



          


Zahir

Dünya hep kendisi için dönüyor. Üstüne alınma sen!

9 Kasım 2014 Pazar

Bitenler #19

         


         Biten ürünlerin yazılarını okumayı da videolarını da izlemeyi çok seviyorum. Daha sonra aynı ürünle karşılaştığımda yorumumu hatırlayabilmek için de yazıyorum. Bakalım bu ekim ayında neler bitirmişim?
         Neutrogena Visibly Clear Siyah Nokta Temizleyici Peeling Jel: Sevemedim bu ürünü. Kokusu aynı çocuk aspirini gibiydi. O yüzden banyoda her kullanışımda beni çocukluğumdaki hasta zamanlarıma götürüyordu. Almayacağım bir daha.
         Zeytin Sarayı Zeytinyağlı El, Yüz ve Vücut Kremi: Ah, işte bu ürünle aşk yaşıyordum. İnstagramdan paylaşmıştım. Şirinceden dörtlü set halinde almıştım bu el kremini. En güzeli de bu zeytinyağlı olanıydı bence. Kokusu harikaydı ama bitti. :( Bu arada hem Türk malı hem de hayvanlar üzerinde test yapmıyor. İçinde paraben de yok hem. Daha ne olsun yahu! Şirince’ye gidersem bir daha stok yapacağım. :) Zeytin ne faydalı şey aslında, da işte bazıları anlamak istemiyor bir türlü. Gözünü para, beton bürümüş o kimselerin.
         Sweet Snuggles Hot Fudge Body Scrub: Bir önceki ay da duş kremini bitirmiştim. Bu ay da scrubı kullandım. Tanecikleri falan iyiydi de kokusu beni benden aldı ya. Ben böyle vanilya, çikolata, karamel kokularından hiç hazzetmiyorum. Bu da karamel kokuyordu. Sanki karamelle yıkanıyormuşsunuz gibi. Ferahlık hissi vermiyor işte bana. Neyse ki küçük bir üründü ve yılbaşında çıkan kofrelerdendi ve hediyeydi. Denk gelmez herhalde bir daha. Ama daha vücut losyonu var sırada.
         Nivea Moisturising Sun Lotion: Ben son birkaç senedir yaz kış güneş kremi kullanıyorum. O zamanlar kullandığım karaciğer ilaçları sonrasında cildim çok hassaşlaştı ve güneş alerjim ortaya çıktı. Bu ürünü de çok severek kullandım. Çoğu güneş kremi gibi gıcır gıcır bir his bırakmıyor ve kolayca emiliyor. Elimdeki ürün bitince yeniden alabilirim.
         Signal White Now Diş Macunu: Bu ürünü sevmiştim, ferah bir his veriyordu. Yeniden alabilirim.
         Avon Color Trend Lip Gloss: Sonunda bitti! Şunu anladım ki ben gloss insanı değilim. Yapış yapış o histen de nefret ediyorum. Bir daha gloss mloss almayacağım.
         Watsons Traş Bıçağı: Uygun fiyatlı, iş gören bir ürün. İki tane çıkıyor içinden.
         Yumoş Islak Havlu ve Islak Mendiller: Yumuşatıcının yanından çıkmıştı bu ürün. Güzeldi. Islak mendiller çok kullanışlı oluyor çantada.

         Watsons Mini Heat Pad: Bunu bu sabah açıp kullandım, kullanıyorum hatta hala. Dün doğa yürüyüşüne gittik Beşparmak Dağları’na ve rüzgarda üşüdüm galiba biraz. Akşamdan beri karnım ağrıyor. Sıcak su torbası iyi güzel de ben hep öyle sabit kalamıyorum ayağımın altında torbayla. Bu sabah da aklıma bu geldi. Geçenlerde denemek için almıştım. Atletinizin üzerine yapıştırıyorsunuz ve havayla birleşince kendi kendine ısınıyor. Sabahtan beri baya iyi geldi. Rahatladım. Sanırım bir paketin içinden 5 adet çıkıyor. Memnunum şu an.