29 Aralık 2017 Cuma

2017 Güncellemesi

         
         Merhabalar;
         Aşağıdaki listeyi en son 14 Şubat 2017’de güncellemişim. Üzerine yeni kitaplar eklendi aslında ama şimdi onları yazmaya üşeniyorum. Buradakileri güncelleyeyim önce. Üzeri çizili olanlar okuyup bitirdiğim kitaplar. Kitapların detaylı yorumları ise Duraklar’da.
         1-Mesnevi – Mevlana
         2- Barbaros Kardeşler – Jean Lovis Belachemi
         3- İsim Şehir Bitki – Yılmaz Özdil
         4- Ateşböceklerinin Mevsimi – Maeve Binchy
         5- Ölüme Boyun Eğmeyen Adam – Jack London
         6- Katre-i Aşk Şemsi Tebrizi
         7- Kimya Hatun – Saide Kuds
         8- Gençlerle Söyleşi – Mehmet Erdoğan
         9- Üçüncü Kadın – Alev Aksoy Croutuer
         10- Adam ve Oyun – Ali Ulvi Özdemir
         11- Felsefe-i Zenan – Ahmet Mithat Efendi
         12- Bir Mucizedir Yaşamak – Maupassant
         13- Mitlerin Kısa Tarihi – Karen Amstrong
         14- Deliduman – Emrah Serbes
         15- Suni Teneffüs – Ricardo Piglio
         16- İstanbullular – Buket Uzuner
         17- Ahlar Ağacı – Didem Madak
         18- Pulbiber Mahallesi – Didem Madak
         19- Zibilde Papatya Açtı – Remzi Çayır
         20- Güneşin Şarkısı – Eva de Vitray
         21- Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Hikayeler – Hermann Hesse
         22 - Kişilik Üzerine – Peter Goldie
         23 - Zarf – Haydar Ergülen
         24 - Keder Gibi Ödünç – Haydar Ergülen
         25 – Katran Bebek – Toni Marrison
         26 – Yazı Odasında Yolculuklar – Paul Auster
         27 – Küllerinden Doğan Ülke ve Mustafa Kemal Atatürk – Refik Baydur
         28 – Atatürk’ün Kurduğu Kurumlar – Sami Çelik
         29 – Atatürk’ü ve Cumhuriyeti Anlamak – Ali Güler
         30 – Kabil – Jose Saramago
         31 – Ses ve Öfke – Faulkner
         32 – Pesimisyon – Erdi Karadeniz
         33 – Kumarbaz – Dostoyovski
         34 – O Adam Babamdı – Altay Öktem
         35 – Derinliğine Kimse Sevgili Olmadı – Cezmi Ersöz
         36 – Safahat – Mehmet Akif Ersoy
         37 – Ecinniler – Dostoyevski
         38 – Asi Melekler – Danielle Trussoni
         39 – Alamut – Vladimir Bartol
         40 – Derdini Anlatamayanlar Ansiklopedisi – Haydar Ergülen
         41 – Hitit Yürüyüş Parkurları
         42 – Tüm Yönleriyle Süryaniler – Gabriyel Akyüz
         43 – Dijital Kale – Dan Brown
         44 – Kuru Gürültü – Shakespeare
         45 -  My Name is Red – Orhan Pamuk
         46 – En Büyük Adam
         47 -  Avrupa Kültürü – Umberto Eco
         48 – Mardin Güneş Ülkesi – Nükhet Everi
         49 – Arkeolojinin Delikanlısı Muhibbe Darga Kitabı
         50 – İlkçağ Gizem Tapıları – Walter Burkert
         51 – Tarih Tasarımı - R. G. Collingwood
         52 – Resimli Rehber
         53 – Dinden Sonra Dinsellik
         54 – Tanrıyla Raks Edenler – Kenan Cengiz Güler
         55 – Dört Hak Mezhep – Hüseyin Okur
         56 – Türk Mitolojisinden Masallar – Sacide Çobanoğlu
         57 – Klasik Tarihin Yanılgısı Mayalar – Reha Babacan
         58 – Hitit- Ali Narçın
         59 – Çorum Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu
         60 – Bizans Tarihi I -
         61 - Bizans Tarihi II –
         62 – Anabasis – Ksenophon
         63 – Yeşilırmak –
         64 – The Guide to Iconography ın the Rock – Cut Churces
         65 – Bizans Metropolünde İlk Türk Köyü Kadıköy
         66 – Oksijenin Yurdu Ordu
         67 – Chora Museum
68 – Erdal Öz – Ayşe Sarısayın
69 – Çağdaşlaşma Yolunda  - Türkan Saylan
70- Türkan Saylan Yaratıcılığın Gücü – Zehra İpşiroğlu
71 – Cezmi – Namık Kemal
72 – Umrandan Uygarlığa – Cemil Meriç
73 – Zebrail- Alexandre Jardin
74 – Işığın Yansıdığı Yer – Cemal Arzu
         75 – Bir İmparatorluğun Yağması – İlhan Bardakçı
         76 – Işığın Gölgesi – Erhan Bener
         77 – Bit Palas – Elif Şafak
         78 – Yeşil Bir At Sırtında – Necati Cumalı
         79 – Eski Dostlar –Hıfzı Topuz
         80 – Yabancının Açıklaması – Jean Paul Sartre
         81 – Herkes Kendi Kitabının İçini Tanır –
         82 – Dışa Yansıyan İç Dünyamız  -
         83 – Yazım ve Yaşam – Tahsin Yücel
         84 – Dava – Kafka
         85 – Domaniç Dağlarının Yolcusu
         86 – Ehemmiyetsiz Bir Kadın
         87 – Teslanın Kutusu – Samantha Kunt
         88 – Sanat ve Edebiyatta Caniler – Enrico Ferri
         89 – Mezarsız Ölüler – Sartre
         90 – Bu Toprağın Kızları – (Osmanlıca)
         91 – İnsanın Kainattaki Yeri – Max Scheler
         92 – Ormandan Gelen Ses – Jack London
         93 – Kadın Nedir – Simone De Beauvoir
         94 – Ali – Küçük İskender
         95 – The Bell Jar – Sylvia Plath
         96 – Düşünme Sanatı – Jean Guition
         97 – Kimi Kısa Öyküler
         98 – Bulantı – Jean Paul Sartre
         99- How The Great Religions Began – Joseph Gaer
         100 – Animal Farm – George Orwell          
         101 – The Da Vinci Code – Dan Brown
         102 - Chinese Thought - H. G. Creel
         103 – Worldbreaker – Joseph Milton
         104 – The Tragedy of Macbeth – Shakespeare
         105 – Selected Short Stories – Maupassant
         106 – The Ancient Mythts – Norma Lorre Goodrich
         107 – The Teaching of the Compassionate Buddha
         108 – The Divine Comedy: Purgatory – Dante
         109 - The Divine Comedy: Paradise – Dante
         110 – Kutsal Sığınak – Faulkner
         111 - Saygılı Yosma – Sartre
         112 – Kaçak – Simenon
         113 – Boğaziçi Yalıları  - Abdülhak Şinasi Hisar
         114 – Geçmiş Zaman Köşkleri - Abdülhak Şinasi Hisar
         115 – Sürgün ve Krallık – Camus
         116 – Captains Courageus –Rudyard Kipling
         117 – Romeo and Juliet – Shakespeare
         118 – David Copperfield – Charles Dickens
         119 – Japon Kültür Tarihinin Satırbaşları – Yoshikazu Matsui
         120 – Eski Anadolu ve Ortadoğudan Şiirler – Talat S. Halman
         121 – Endemic Plants of Turkey
         122 – The Great Gatsby – F. Scott Fitzhgerald
         123 – Yabancının Açıklaması – Sartre
         124 – Sabahattin Ali Bütün Eserleri Eleştirisel Basım
         125 – All He Ever Wanted – Anita Shreve
         126 – Ademden Önce – Jack London
         127 – One Hundred and One Famous Poems
         128 – Büyük Umutlar – Charles Dickens
         129 – Vadideki Zambak – Balzac
         130 – 1950’li Yıllarda İzmir – Hülya Gölgesiz Gedikler
         131 – Biblical Turkey – Mark Wilson
         132 – Marsa Nasıl Giderim?
         133 – Er Mektubu Görülmüştür
         134 – Eski Dünya Seyahatnamesi – İlber Ortaylı
         135 – Balıkesir Muhasebecisi –Reşat Nuri Güntekin
         136 – Sakin Suların Kıyısında
         137 – Zamanın Kısa Tarihi – Stephen Hawking
         138 – Mavi Sürgün – Halikarnas Balıkçısı
         139 – Düşün Yazıları – Halikarnas Balıkçısı
         140 – Anadolu’nun Sesi – Halikarnas Balıkçısı
         141 – Arşipel – Halikarnas Balıkçısı
         142 – Hey Koca Yurt – Halikarnas Balıkçısı
         143 – Turgut Reis  – Halikarnas Balıkçısı
         144 – Merhaba Anadolu  – Halikarnas Balıkçısı
         145 – The Adventure of The Speckled Band
         146 – The Three Men of Power
         147 – The Thirty Nine Steps
         148 – The Leap Frog
         149 – The Lottery Ticket
         150 – Fatıma’s Deliverance
         151- The Spy and Other Stories – Paul Victor
         152 – Love is a Gimmick and Other Short Stories – Paul Gallico
         153 – Thirty Nine Steps – John Buchan
         154 – Büyük Değişim
         155 – Oldu Bitti – John McCharty
         156- Av – Donald Hamilton
         157 – İvan İlyiç’in Ölümü/Korney Vasilyev – Tolstoy
         158 – Sir Gawain ve Yeşil Şovalye
         159 – Bir Çuval İncir – Shaw
         160 – Yahudiler – Lessing
         161 – Benito Cereno – Melville
         162 – Danabaş Köyünün Öyküsü – Memmedguluzade
         163 – Haksız Yönetime Karşı/Tembellik Hakkı – Thoreau/Lafargue
         164 – Bartleby – Melville
         165 – Bizans – Ferenc Herezeg
         166 – Philebos – Platon
         167 – Efendi ile Uşağı – Tolstoy
         168 – Timaios – Platon
         169 – Yeniyetmelik – Tolstoy
         170 – Oyunculuk Üzerine Aykırı Düşünceler – Diderot
         171 – Sokrates’in Savunması – Platon
         172 – Metafizik Üzerine Konuşma – Leibniz
         173 – İvan İvanoviç ile İvan Nikiforoviç’in Öyküsü – Gogol
         174 – Tours Papazı – Honore de Balzac

        
        
          



17 Aralık 2017 Pazar

Evlilik, İşsizlik ve Diziler

        


Selam bilog,
         Uzun zaman oldu buraya içim dökmeyeli. Biraz anlatasım var. Azıcık müsaitliğim varken yazayım dedim.
         Ben evlendim! 19 Kasım’da Fuar Evlendirme’de nikâhımız oldu. 25 Kasım’da da Balıkesir’de bir düğün oldu. Düğün istemiyorduk ama ailelerin dediği oluyor ne yazık ki. Ne kadar istemediğim şey varsa yaşadım şükür! :D Dünyanın en sade gelinliğini isterken, bana göre en kabarık gelinliği ile o düğünde göbek attım. :D Ali de ben de oynamayı bilmediğimizde epey komikti bana göre. Geçip gittiği için ikimiz de memnunuz açıkçası. Düğün bana saçma geliyor. Evliliği de çok gerekli görmüyorum açıkçası ama resmen toplum baskısı yüzünden evlendik. :)) Eşim Ali olduğu için tabii ki sıkıntım yok ve bu durumdan memnunum. İyi ki o. :) Neyse artık evli bir insanım. Kendimi o kadar büyümüş hissetmesem de her şey insan için ve zamanı gelince bir bir yaşıyorsun hepsini.
         Onun haricinde balayı falan yapmadığımızdan –çünkü kış ve paramız da yok :) üç günlük evlilik iznimizden işe döndüğümüzde işten çıkarıldım. Henüz tam sonuçlanmadığından bir şey söylemek istemiyorum ama sıkıntılı bir süreç. Tüm yük Ali’nin üzerine kaldığı için çok mutsuzum ama yapmak istediğim şeyleri bir türlü yoluna koyamıyordum vakitsizlikten ve yorgunluktan. Bir ara vermek bazı kararlar almamda ve uygulamaya geçmekte iyi oldu sanki.
         İşsiz olduğum için Japonca kursumun gününü değiştirdik. Cumartesileri 18.00-19:30 arası gidiyordum ama şimdi Salı ve Cuma günü 14:30-16:00 arası gitmeye başladım bu hafta. Birazcık ders çalışabiliyorum şu ara.
         Onun haricinde dizilere sardım. Ali’yle Stranger Things izliyoruz. 2. sezonu bitirmek üzereyiz ama ben öyle şeyler barındıran hikâye ya da dizi/filmlerden korkuyorum. Ama herkes o kadar çok bahsediyordu ki izlemek farz olmuştu artık.
         Fi dizisi ilk çıktığında biz de izlemeye başlamıştık ama kitapla alakası olmadığını düşünüp 4. bölümden sonra izlemeyi bıraktık. Ama ben bu ara yeniden izliyorum. Malum işsizlik. :) Fi’yi bitirdim hatta Çi’nin de 5. bölümünü izledim az önce. Kitaptan çok şaştı ama izliyorum işte.
         Bir başka izlediğim Türk dizisi de Ufak Tefek Cinayetler. Yine çok övmüşlerdi de meraktan başlamıştım. Sonra sardı epey beni. Onu da izliyorum. Bana biraz Pretty Little Liars’ı hatırlattı ama Ali Desperate House Wifes ve Little Big Lies’a benziyor dedi. İki diziyi de izlemedim ama herkes benziyor ama aynısı değil diyor.
         Çalışırken Skam diye bir Norveç dizisi izliyordum ama onun 4. sezonunda kaçıncı bölümünde kaldığımı unuttum. Hatırlayınca onu tamamlayacağım. Sanki 20 dakikalık vloglar izliyormuşsunuz gibi, değişik bir dizi. Aslında liseli gençlerin gündelik hayatlarından kesitler var içinde. Ama Norveççe çok sevimli bir dilmiş. Canım çekiyor.
         Bir de Kore dizisi izledim ama üşenmezsem ona ayrı yazı yazacağım.
         Şimdilik yazacaklarım bu kadar. Aslında yoruldum ve bulaşık makinasına bulaşıkları yerleştirip sonra da ütü yapmam lazım.

         Gelirim yine. 

16 Aralık 2017 Cumartesi

Portakallı Meyve ve Bitki Parçacıklı Siyah Çay

         


         Çay içmeyi severim. Hatta bitki çay içmeyi daha çok seviyorum. Bir ara bu çaylar Bim’e gelmişti. Portakallı çay fikri hoşuma gittiğinden alıp bir denemek istedim.
         İçindekiler kısmı şöyle paketin: siyah çay, portakal (meyve kabuğu), elma (meyve), limon otu, melisa (yaprak) ve portakal nergisi.  
         Açıkçası çay içerken buram buram portakal kokusu ya da tadı almıyorsunuz. Siyah çay tadı baskın ama arkadan hoş bir portakal kokusu geliyor. Diğer içeriklerin pek tadı ve kokusu gelmiyor açıkçası.
         Yumuşak bir içimi var çayın. Bu çayı tek başına demleyip içebileceğiniz gibi normal demlediğiniz siyah çayın içine de 1-2 kaşık ekleyebilirsiniz. Öyle de güzel olacaktır.
         Çayın markası Beta Tea. Daha önce duymadığım bir markaydı ama Beta Gıda şirketinin adana menşeili bir firma olduğunu gördüm biraz araştırınca. Türk firması olması güzel diyeceğim. Malum her şeyi dışarıdan almaya alıştığımızdan çay bile dışarıdan geliyor olabilirdi.

         İki farklı çeşidi daha var bu aramalı çayın. Onları da aldım tabii ki. Bir zaman sonra onların da yazılarını yazarım. 

10 Aralık 2017 Pazar

Son Zamanların Bitenleri

         
         Merhabalar;
         Bakmayın son zamanlar yazdığına başlıkta. Aslında bu Mayıs ayından beri atmaktan kurtulan ve birikenlerin yazısı olacak. En son Mayıs ayında yazmışım zaten bitenler yazısını. Bir ara acaba bıraksam mı acaba diye düşündüm ama ben hem okumayı seviyorum hem de Youtube’da izlemeyi. O yüzden ara ara da olsa yazmaya devam edeceğim sanırım.


         Genel olarak bakacak olursak evde şöyle bir dolaşınca bulabildiklerim bunlar. Ama biliyorum ki ciddi bir ayıklama yapmam gerekecek. Yapacağım inşallah, yani bir gün. :/
         Gelelim ilk bölüme:


         Avon Advance Techniques Fas Argan Yağı İçeren Şampuan: Kokusu da yapısı da normal bir şampuanım ben diye bağırıyordu açıkçası. Ne mükemmeldi ne de zarar verdi. Orta halli diyelim. Yeniden almam muhtemelen.
         Avon Naturals Papatya ve Aloe Özlü Şampuan: Açıkçası Avon’un bu Naturals serisinin şampuanlarını seviyorum. Hem çok uygun fiyata denk geliyor kampanya zamanı hem de saçımı temizliyorlar bence.
         Avon Naturals Badem ve Avakado Özlü Şampuan: İçeriklerinin çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Yukarıdaki yorumlarım bunun için de geçerli.
         Avon White Lily Banyo Köpüğü: Valla kimde görsem bu büyük şişe köpükleri duş jeli olarak kullanıyor ki biz de öyle yaptık. Hem küvetimiz bile yok ki bizim nerede köpük yapacağız. :D Güzel kokuyor ve temizliyordu. Duştan sonra bir-iki saatte kalıyor kokusu ayrıca. Sevdim.
         Schwarzkopf Gliss Sıvı Saç Kremi: Bu üründen kaç tane bitirdim daha önce hiç bilmiyorum açıkçası. Saçlarım uzun ve ince telli. Haliyle çabuk dolaşıyorlar. Bunsuz neredeyse saçlarımı tarayamıyorum gibi bir şey. Acil almam lazım.


         Arko Nem Nemlendirici Bakım Kremi – İnci Özleri: Arko’nun ürünlerine karşı bir önyargım var nedense. Yani hepimizin küçükken bildiği ve kullandığı klasik arko krem geliyor hep aklıma. Ben onun kokusundan hatta yapısından da pek hoşlanmam. Yani bu kremi almak benim için bir riskti ama güzel oldu bence. Çünkü bu kremi sevdim. Emilimi ve kokusu güzeldi. Nem de veriyor bence. Yine alabilirim.
         Dalan D’olive Zeytinyağlı Nemlendirici Bakım Kremi: Klasik Dalan kokusuna sahip. Üzerinde de body butter yazıyor ki oldukça katı kıvamlıydı. Ama nemlendirmesi süperdi bana göre. Denk gelirse yine alırım.
         Diadermine Parlamayı Giderici Günlük Bakım Kremi: Açıkçası Diadermine markasını pek sevmiyorum ama bu yüz kremlerinden çok kullandım ve kış için çok yeterli gelmese de yaz için gayet iyiydi.
         Isana Intensiv Dudak Nemlendiricisi: Fena bir ürün değildi ama sıcaklarda çantamda dura dura garip olmuş. Bir gün bir açtım, içi kapağındaydı. Atıyorum o yüzden.
         Zeytin Sarayı Zeytinyağlı El, Yüz ve Vücut Kremi: Şirince’de keşfettiğim kremlerimin sonuncusuydu artık bu. Kokusunu ve nemlendirmesini çok seviyordum. Belki yolum yeniden Şirince’ye düşerse yeniden alabilirim.
         Watsons Lavanta Kokulu Rahatlatıcı Ayak Losyonu: Birini bana, birini Ali’ye almıştım zamanında ama o kendininkini çok az kullandı. Ben bitirmek üzereydim ama sonra unutup bir köşeye atmışım. Çoook uzun zamandır dolap beklediğinden bozulmuştur artık. Boşu boşuna tutmaya gerek yok. Çöpe gidecek. Ama nemlendirmesine gelecek olursak öyle çok müthiş değildi. Kokusu başlarda beni çok rahatsız etse de bir süre sonra alıştım. Ama yine de yoğun lavanta kokuyor.
         Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi: Bizim ofiste sehpanın üzerinde vardı bunun vücut losyonundan ve çok güzel kokuyordu. Bende nemlendirmesi nasıldır diye merak edip bunu almıştım. Fena değil bence ama kokusu çok güzel. O yüzden bunu bitirir bitirmek losyonunu aldım. Evde gelip geçerken sürüyoruz elimize. Ali çok sevdi özellikle.


         Garnier Ambre Solaire Güneş Koruma Sütü: Güneş alerjim olduğu için güneş kremsiz dışarı çıkamıyorum. Yüzüm için doktorun önerdiği bir ürün kullansam da vücuduma 50 faktörlü herhangi bir markayı kullanıyorum açıkçası. Garnier’in ürünlerini de genel itibariyle sevdiğim için almıştım bu sütü ama yapısını çok sevmedim açıkçası. Pütür pütür bir his bırakıyor sanki. Hepsini de bitiremedim o yüzden. Alalı çok oldu. Süresi çoktan geçti. Atıyorum.
         Farmasi Yüz Temizleme Sütü: Çok severek kullandığım bir üründü ama artık neredeyse hiç makyaj yapmadığım için bitiremedim. Yine açalı çok olduğu için çöpe gidiyor. Kokusu limonlu dondurma gibi. :)
         Clean & Clear Derinlemesine Temizleyici Losyon: Losyon diyor adında ama bence bu bir tonik ya da ben o amaçla kullanıyorum. Bende daha fazla sivilce ve siyah nokta oluşmasını önlüyor. Almam lazım ama bulamıyorum bu ara bir türlü.
         Isana Tüy Dökücü Krem: Bu her tarafında Almanca yazan ürünün kutusunu atmışım tabii ki ama Veet’den sonra en sevdiğim tüy dökücü oldu. Üstelik fiyatı ona göre çok daha uygun.
         Rexona Cotton Compact Deodorant: Kokusu Bengay gibiydi ve kendisinden nefret ettirmişti. Zorla bitirdim diyebilirim. Ama bunun büyük boyu nedense öyle kötü kokmuyor. Anlamadım.
         Isana Secret Rose Deodorant: Kokusuna bayılıyorum bu ürünün. Ama hep küçük boyunu alıp çantama atıyorum.
         Apaks Pamuklu Çubuk: Sevmedim bu çubukları. Pamukları mı azdır nedir sert geliyorlar bana. Bir daha almam herhalde.


9 Eylül 2017 Cumartesi

Kitap Alışverişi

         
         Merhaba!
         Bir kitap alışverişi yaptık Metis Yayınları’ndan. Aslında bayramdan önce yapmı-ştık bu alışverişi ama hafta sonuna geliyordu. Sonra yola çıktı ama aslında kargo 28-29 Ağustos gibi kargoya geldi. Kargocunun söylediğine göre hem 30 Ağustos hem de yarım gün çalışıyorlardı ve geleceğini söylemişti. Ama çalışmadılar! Sonuç itibariyle kargo bayramdan sonra ulaştı elime. Neyse çok sıkıntı değil artık.
         Kargo düzgün gelecek mi, kitaplar hasarlı olacak mı diye çok merak ediyordum ama sorunsuz geldi hepsi. Naylon ile kaplanmıştı hepsi.
         Aslında bu alışverişin amacı Ali’ye Ursula K. Le Guin’in Yerdeniz Öyküleri serisini almaktı. Ali ne zamandır istiyordu bu seriyi ve bayramda okumaya başlarım dediği için alışveriş niyetine girip aldık. Ama işte bayramdan sonra elimize ulaştı ne yazık ki.
         Yerdeniz Öyküleri Serisi 130,50 TL’den 78,30 TLye düşmüştü.
         Daha sonra kampanyalar kısmına bakarken Murat Uyurkulak’ın Bazuka isimli kitabını gördüm. Bu da 13,00 TL’den 5 TL’ye düşmüştü. Murat Uyurkulak okumayı istiyordum ne zamandır. Herkeste görüyorum, merak ediyordum. İyi oldu almam. Hatta okudum bitirdim bile. Diğer bloguma yorumumu yazdım. Sevdim.
         Metis Yayınları’nda her ay ayın kitabı seçiliyormuş ve 50 TL ve üzeri alışverişinize ücretsiz olarak geliyor. Ağustos ayının kitabı Murathan Mungan’ın Elli Parça’sıymış. Normalde kitap 36,00 TL’ymiş ama bize ücretsiz olarak geldi.
         Kargo için 4,50 TL aldı. Kargo bedavası yoktu. Keşke olsaydı. :) O kadar indirim yaptık, bir de 36.00 TL’lik kitabı hediye yolladık daha ne istiyorsun nankör okuyucu (!) diyecekler. :D
         Toplamda 87,80 TL ödemiş oldum. Memnun kaldığım bir alışveriş oldu.


         Bir de A-101’den aldığım kitaplar var. Onlar için ayrı yazı yazmak istemedim. 3 tane zaten. Bunları bayramdan önce aldım. Bayramda eve gidip gelirken otobüste okuyabileceğim akıcı, yormayacak kitap istiyordum. Baktım instagramda herkes paylaşıyor, ben de alayım dedim. 3 tane vardı zaten markette, üçünü de aldım.
         Kitapçı Dükkanı, Kayıp Kız ve Bağdat’ın Solmuş Çiçekleri. Kitapçı Dükkanı’nı okudum. Blogta yazısı var. Çok sevemedim.

         Bu kitaplar 3,95 TL’ye satılıyor. Çok gerekli miydi? Bence değildi ama artık aldım. Okuyacağım. 

31 Ağustos 2017 Perşembe

Ağustos Kitapları

         
         Merhaba!
         Bu ay güzel kitaplar okuduğumu düşünüyorum. Sadece bir tanesini okurken cinnet geçirdim. Onu da sırası gelince anlatacağım.
         Her zamanki gibi kitap isimlerinin üzerine tıklayarak kitap blogumdaki uzun yorumlarına ulaşabilirsiniz.


         Zibilde Papatya Açtı: Yazarının ülkücü olmasından dolayı ülkücülük üzerine düşünce ve övgüler içerse de kitap köyden kente göçüsün ve kentin ona ayak uyduramayanları nasıl yuttuğunu ve öğüttüğünü anlatıyordu. Güzel bir kitaptı.


         Fahrenheit 451: Bu kitabı 2014’te falan okumaya başlamış olmalıyım. Tabletten e-kitap olarak okuyordum o zaman ama bir şekilde yarım kalmıştı. Yeniden başlayıp okudum. İlginç bir kitaptır.


         Eski Dostlar: Hıfzı Topuz’un çevresiyle ilgili yazdığı anılardan oluşuyor kitap. Özellikle Sabahattin Ali ile ilgili kısmı favorim.


         Ali: Ali (Nişanlım) ile birlikte hem Ali’yi hem de isminde Elif geçen bir kitap almıştık. Görünce dayanamıyoruz çünkü! :) Ama zaten ben Küçük İskender sevdiğimden bu kitabı da çok sevdim. Çok etkileyici şiirler var içinde.


         Ölüme Boyun Eğmeyen Adam: İşte bu ayın sevmediğim kitabı. Yayınevi bazen bazı kitapların adlarını değiştirerek yayınlayabiliyorlar. Buna alışığız. Ama bir hikâyenin içindeki bölümleri yeni hikâyeler gibi başlık atarak yayınlamak! Üstelik çok fazla yazım yanlışı da vardı kitapta. Ben yayınevinin yaptığını doğru bulmuyorum. Ben hoşlanmadım, sevmedim. Tavsiye etmiyorum. Bunu da Jack London’a hakaret sayıyorum.



         Yeşil Bir At Sırtında: Ayın son kitabıydı. Az önce bitirdim. Eski Dostlar’ı okuyunca bunu da okumak istedim. Genel olarak sevdiğim bir kitap oldu. 

30 Temmuz 2017 Pazar

Mayıs, Haziran ve Temmuz Kitapları

         
         Merhabalar;
         İşten güçten yine yazamamaya başladım. Boş vakitlerimde de aman biraz okuyayım aman biraz Japonca ders çalışayım derken vakit geçip gitti. Tabii bir de bunda nişan telaşımız vardı. Evet, sonunda Ali’yle nişanlandık! :)
         Evde pek kitap okuyamasam da işe gidip gelirken okumaya çalışıyorum. Sayıları az ama yine de burada da olsun istiyorum. Kitap isimlerine tıklayarak asıl, uzun yorumlarıma ulaşabilirsiniz.

         Mayıs kitaplarım ile başlayayım:
         Mayısta 3 kitap okumuştum. Mayıs yoğun bir aydı, hatırlıyorum.


         SuniTeneffüs: Bu kitabı üniversite birinci sınıfta almıştım yanlış hatırlamıyorsam. Bir iki kez okuma girişimim olsa da başarılı olamamıştım. Ama bu yıl kitaplığımdaki kitapları en azından azaltmayı hedeflediğim için yeniden bir şans vereyim dedim. Yavaş ilerleyen bir kitaptı. Çok etkilendiğim bir kitap olmadı açıkçası.


         Türkve Batı Kültürü Üzerine Denemeler: Yerdeniz Kitapçısı diye bir kitapçı var Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin ara sokaklarından birinde. Kapının önüne koyduğu sepetten seçmiştim bu kitabı. Ben iki kültür arasındaki farklar yada benzerlikler üzerine yazılar bekliyor olsam da daha çok anıtsal yapılarla ilgili bir kitaptı.


         Valla Kız Değilim: Bu kitabı e-kitap olarak okudum. Aziz Nesin seviyorsanız sevebileceğinizi düşünüyorum.

         Haziran Kitapları


         Haziranda 6 kitap okudum. Nisanda 2, Mayısta 3 kitap okuyunca bu sayı bana daha iyi geldi açıkçası.
         Pesimisyon: Erdi’nin elimdeki son kitabını okudum. Bilerek bekletiyordum ama sanki tıkanma yaşıyormuşum gibi gelince seveceğimi bildiğim bir kitap okuyayım dedim.
         Adam ve Oyun: Açıkçası hem biraz sıkıcı hem de merak uyandırıcı bir kitaptı ama yine sonu olmayan bir kitap seçtiğim için kendi kendime sinirlendim. :)
         Black Beauty: Aslında her ay bir tane İngilizce kitap okuma gibi bir hedefim var ama pek gerçekleştiremiyorum. Bu kitabı e-kitap olarak okudum. Türkçeye Siyah İnci olarak çevrilmişti. Çocuk kitabı olarak geçiyor olabilir.
         Deliduman: İlk Emrah Serbes okuyuşum ama beklentim çok yüksek olduğu için istediğim randımanı alamamıştım.
         Mavi Sürgün: Nasıl bir Balıkçı hayranı olduğumu bilmeyen yok artık. Bu kitapta da sürgün edilişini anlatıyor Balıkçı.
         Karanlığın Günü: Haziranda bir Ankara seyahatim oldu. Uçakta falan okurum diye yanıma almıştım ama sanrılı sayıklamalı bir kitaptı. Pek sevememiştim.

         Temmuz Kitapları


         Temmuzun bitmesine bir gün daha var ama şu an okuduğum kitabı bitirebileceğimi düşünmüyorum açıkçası. O yüzden 5 kitap ile sonlandırdım diyelim.
         Kul: Seray Şahiner kitaplarını çok merak ediyordum çok konuşulduğu için. Ama sanırım yanlış kitaptan başlamışım. Sevemedim.
         Ağustos Böceğinin Sekizinci Günü: Çok severek okuduğum bir kitap oldu. Açıkçası değişik Japon yazarlar okuma isteği var bir süredir içimde Japonca öğrendiğimden. İnşallah bir gün Japoncasından da okuyabilirim.       
         April Çizgi Klasik: O. Henry: O. Henry’nin hikayalerinin çizgileştirilmiş hali. Sıcak havalarda fena gitmedi hani.
         Kore’deki Çatı Katımdan Sesleniyorum: E-kitap olarak okudum. Açıkçası bu kitabı da öven çoktu ama ben o kadar da sevmedim.

         1984: Benim için geç kalınmış bir kült kitap okuması. Anlatılanın bir gün gerçek olabilme ihtimalini bile düşünmek ürkünç bir şey.

14 Mayıs 2017 Pazar

Bitenler Mart, Nisan ve Mayıs 2017

         


         İşe başladım ve yine kendime ve yazmaya vakit ayıramamaya başladım. Mutsuzum bu sebepten. Yazamadım diye ürün birikti biraz. Yazayım da çöpe atayım artık.
         Syoss Şampuan: Saç dökülmesini %95 azalttığını vaat ettiği için almıştım. Açıkçası ilk defa bir şampuanın işe yaradığını düşünüyorum. Şu an başka bir şampuan kullanıyorum ama ara ara bundan kullanmaya karar verdim.
         Duru Arındırıcı Duş Jeli: Temizlemesi fena değildi ama ben kokusunu pek sevmedim bu ürünün. Almamayı tercih ederim.
         Epi Ağda Bantları: Cildim hassas olduğu için bu tip ürünleri çok fazla tercih etmesem de küçük parçalara bölüp bıyık bölgem için kullandım daha çok. O da sivilcesiz zamanlarımda. Fena değildi ama.
         Watsons Mini Isıtıcı Bant: Regl dönemlerinde işe yarıyor böyle ürünler. Watsons’tan alışveriş yapmıyorum artık ama başka markalardan deneyebilirim.
         Body Natur Tüy Dökücü Krem: Ben bu kadar işe yaramayan bir ürün görmedim. Vakit ve para kaybı.
         Bepanthol Cilt Bakım Kremi: Her zaman hayatımda olacak bir ürün kendisi. Yeniden alacağım ilk fırsatta ama hep unutuyorum.
         Banat Diş Macunu: Çantama attığım bir diş macunu. Tadını sevmesem de küçük diye almıştım.
         Empathy Parfüm: Bim’den almıştım bunları. Bir sürü çeşidi var. Çantaya atmalık güzel.
         Bioderma Photoderm AKN Mat Güneş Kremi: Matlaştırıcı bir üründü be kokusu da güzeldi. Sevdim sanki. Alınabilir.
         Epilex Epilasyon Sonrası Krem: Aslında güzel bir üründü ama ben hep epilasyondan sonra kullanmayı unuttuğum için son kullanma tarihi geçti. Farmasi’nin bir ürünüydü. Sanırım artık bulamam.
         Beauty Formulas Yağ Kontrol Edici Yüz Scrubı: Bu ürün bana portakal reçelini hatırlatıyordu. Reçelle de ilgili bir anım var. Ürünün uzun yazısını yazmıştım. Güzeldi ama Watsons’tan almıştım zaten, almam bir daha.
         İpana Diş Macunu: Çok sevmiyorum, bitsin diye kullandım.
         Hobby Zeytinyağlı Krem: Hobby’nin ürünlerine bir önyargım vardı ama bu ürünle yıkıldı. Kokusuna bayılıyorum ve tabii ki nemlendirmesi de harika. Elimdeki ürünler bitince yine alacağım.

         Denta Diş Fırçası: Sık sık değiştirdiğim için orta sertlikte olması yeterli benim için. Çok fazla marka ayırt etmiyorum. 

1 Mayıs 2017 Pazartesi

Nisan Kitapları

        
Merhabalar,
         Mart ayının sonlarına doğru yeni bir yerde çalışmaya başladım ve nisan ayı boyunca da adapte olma sürecim devam etti. Bu yüzden benim için biraz dağınık bir ay oldu. Bu ay boyunca da sadece iki kitap bitirebildim. Hemen bakalım o iki kitaba. Yine kitapların isimlerine tıklayarak diğer blogumdaki uzun yorumlara gidebilirsiniz.


         O Adam Babamdı: Altay Abi’yi tanıyorum çıkardığı edebiyat dergisinden ama yüz yüze görüşme şerefine erişemedim daha. Bu kitabı da 2013 İzmir Tüyap Kitap Fuarı’ndan almıştım. Bir seri katilin hikayesini anlatıyor kitap kısaca. Beni çok şaşırtan bir kitap oldu. Asıl en çok şaşırdığım şey ise çok soğukkanlılıkla kitabı okuyup bitirmiş olmam oldu.


         Zarf: Haydar Ergülen sever misiniz? Ben severim. Mektup ve zarf temalı –yine- güzel bir şiir kitabıydı. Severek okudum.
         Zarf da bittikten sonra iki kitaba daha başladım ama ikisi de yarım şu an. İki değil de dört kitap okumuş olacaktım ama çok da bir şey değişmeyecekti. Dediğim gibi dağınık bir aydı. Mayıs ayını bol okumalı geçirmek dileğiyle.

         Siz neler okudunuz?