14 Nisan 2014 Pazartesi

İç Dökmeye Geldim

         


         Merhaba blog, nasılsın? İç dökesim var da biraz, günlüğüm de çok uzakta biliyor musun? Ben de sana yazayım dedim.
         Bu ay (her zamanki gibi) çok yoğunum. Dernekçek bir proje uygulamaya çalışıyoruz. İnşallah başaracağız.
         Bazı konularda çok sinirleniyorum. İnsanların şişkin egolarıyla etrafta dolaşmaları beni çıldırtıyor! Konuya değil de “ben yaptımcılık”a odaklanmaları da ayrı bir olay ayrıca! Bu konuda çok konuşasım var da biraz daha sabredeyim de olayı iyi bir gözlemleyeyim. Belki hata bendedir!
         Bir süredir yazmaya çalıştığım bir roman var. Çatısını kurup kurup başlıyorum ama başka bir gün tekrar yazmaya başladığımdan yeniden bir çatı kuruyordum. İsimleri kafamda oturtamadığımdan böyle oluyordu, biliyordum. İşte bu gece –en sonunda- Barboros Çağman isminde karar kıldım. Karakterine de uyduğunu düşünüyorum. Belli bir yol da katettim. Tez zamanda bitirip yayınlanmasını istiyorum. Ama sindire sindire de yazıyorum. Bu kitap benim için çok önemli!
         Yaz da geliyor. Ne hızlı geçiyor bu mevsimler?! Hayır yani üçüncü sınıfı da bitiriyorum. Şaka maka seneye mezun olacağım yahu! Hayatımda ilk defa gelecek kaygısı yaşıyorum.
         Ha, bu arada 6 Nisanda YDS’ye girdim. Bana iyi geçti gibi geldi. Sanki kolaydı da ama herkes akşamına facebooka çok zordu diye yazmış. Bilemedim doğrusu. Herhalde bana tüm cahilliğimle öyle geldi. Zira bir kez bile kapak açıp çalışmadım. Sadece bakalım kaç alabileceğim diye denemek amaçlı girdimdi.
         Unutmadan Osmanlıca kursum bitti. Belgemi de aldım. :)

         Bu arada güzel şeyler de olmuyor değil hani hayatımda. :) Oluyor tabii…  

* Not: Fotoğraf google amcadan...

11 Nisan 2014 Cuma

Bitirdim #15

         


         Bir süredir yoğunluktan ne doğru düzgün eve uğruyorum ne de ürün bitirebiliyorum. Şu ikinci dönem hatta yaz çok yoğun geçiyor benim için. Turizmci kışın dinlenir diyorlardı. Doğruymuş. Yoğunluktan/yorgunluktan öleceğim yarebbim! Neyse iki-üç şey bitmiş, onları yazayım bari.
         Johnson’s Baby Şampuan: Güzel bir şampuan, arada sırada bunlardan kullanmak lazım bence. Bir adet daha var elimde.
         Veet Tüy Dökücü Krem: Epilasyona vakit olmadığında hep bu ürünlere başvuruyorum. Daha kısa sürede işimi hallediyorum. Hep yoğunluktan bunlar!
         Nob Asetonsuz Oje Temizleme Mendili: Aseton elimdeki egzamayı azdırıyor. Ama bu mendiller zarar vermiyor hiç. Artık bu tip ürünlerle devam edeceğim.
         Avon Celebre Parfüm: Bu parfüm benimle özdeşleşti resmen. Celebre demek, ben demek. Denk gelirsem alacağım.
         Golden Rose Maskara: Kıl fırçası vardı. O yüzden pek sevmedim kendisini. Plastik fırçaları daha çok seviyorum ben. Bir daha almam.
         Maybelline Volum Express Maskara: Bu da kıl fırçaya sahipti. Beğenmedim. Almayacağım bir daha.

         Kalemler: Sınav zamanı çok yazıyorum galiba. :)

My PS Partner

         

         Ne zamandır yazasım yoktu, buralar çorak kaldı hep. Bir film yazayım da bari şenlensin blog. Geçenlerde izledim de bu filmi çok sevdim. Romantik biraz da erotik sayılabilecek bir film. Ama hem çok güzel hem de çok düşündürücüydü bence.

         Kızımız Yoon Jung bir gün erkek arkadaşı diye bir numara çevirir ve onunla telefonda seks yapmaya başlar. Saftrik kız sonuna kadar da farketmez karşıdakinin bir yabancı olduğunu.


         Oğlumuz da sevgilisi tarafından terkedilen ve aşk acısı çekmekte olan yalnız mı yalnız bir adamcağız. Bu kız, bunu böyle telefonda aradıktan sonra bir şekilde konuşmaya başlarlar telefondan ve artık her gün saatlerce konuşuyorlardır.


         En sonunda görüşmeye karar verirler ve birlikte de olurlar. Bu arada kızın hayatında değişiklikler oluyordur tabii. Sevgilisinden ayrılır bir süre. Ama daha sonra yine onunla evlenmeye karar verir.


         Kadınlar için evlenmek bir süre sonra saplantıya dönüşüyor bence. Yoon Jung mutsuz olduğu bir adamla sırf çevre yüzünden ve yaşı geçmekte olduğundan evlenmek istiyordu. Oysa Hyun Seong’a da aşık olmuştu. Hatta ilişkileri arkadaşlıkla başladığı için de sağlam temellere dayanıyordu bence.
         Kız evlenme kararı alıyor ama Hyung Seong bozuyor düğünü ama Yoon Jung reddediyor onu “Artık aşka inancım kalmadı.” Diye.
         Uzattım da uzattım. Yazasım gelmiş.
         Tabii ki mutlu sonla bitiyor film ama birkaç yıl sonra. :)

         İzleyin.