30 Eylül 2011 Cuma

Japonca ve Hoşmerim



Eveeet, bugün ilk Japonca dersimi almaya başladım. Vatana ve millete hayırlı olsun lütfen. Hiragana alfabesini ezberlemem gerekiyor tez elden. Yazıyorum ben de. Alışmaya çalışıyorum bir yandan da.






         


            Bilmeyen varsa tanıştırayım. Bu da höşmerim. Balıkesir’in meşhur tatlısı ve benim bayıldığım lezzet. Aslında ders programımı ayarlayabilseydim ve buna uygun bilet bulabilseydim eve gidecektim Cuma gecesi ve pazartesi gece de dönmekti planım ama olmadı işte. Gidince de tabii höşmerim yiyecektim. Ama nasıl sanslıymışım ki dün bir bugün iki kez konuştuğum çocuk hem apartta alt komşum hem de toprağım yani Balıkesir’li çıktı. :)) Nasıl sevindim nasıl sevindim memleketlimi görünce anlatamam. Sanki dünyanın öbür ucunda yaşıyorum. :P İşte bu höşmerimi de o verdi iki dakika önce. Ben de hemen ölümsüzleştireyim dedim bu şahaneyi. Zira bayrama kadar eve gidemeyeceğim ve maalesef höşmerimi –yine- çok özleyeceğim. :((

           Not: Yarısını toprağım yemiş, kalan yarısı da benim oldu. :P

28 Eylül 2011 Çarşamba

Ah o gemide ben de olsaydım…


Bu güzelliğin içinde olup dünya turu yapmak yeni hayalim, hedefim.
Ah o gemide ben de olsaydım, açık denizlere yol alsaydım…



          Deniz manzaralı okulumdan tüm gün bu gemicikleri izliyorum. Sahile iniyorum hergün. Bakıp bakıp iç geçiriyorum. 

26 Eylül 2011 Pazartesi

Okul


Okulda kullanmak için aldım bu defterleri. Bim’den aldım. :)) Bildiğimiz A5 kareli 96 yaprak defterlerden ama kapakları çok şirin geldi gözüme. Büyük defterler bir süre sonra çok ağır geliyor bana. O yüzden bunları kullanacağım. Hatta bitmeden diğer renklerini de almak istiyorum. :)




        
         Dün ilk kez tavuk suyu çorba yaptım. Suyunu az koymuşum sanırım ama tadı muhteşemdi. 



Mary and Max


         Bu filmi izledim dün akşamüzeri. Çok beğendim ben. İzlemeyen varsa izlemesini tavsiye ederim.

Mary 


Max


25 Eylül 2011 Pazar

Buralardan


        Cuma günü Kuşadası’na geleli bir hafta oldu. Kardeşimle birlikte gelmiştik. Ama o Pazar günü Balıkesir’e geri döndü. Geldiğimden beri burada tek tük çektiğim fotoğrafları koyacağım. Geçen günkü rahatsızlığım yüzünden pek keyfim yok zira.


         Bunlar kardeşimle sahil kenarına indiğimizde…

Bu da ben…



         Bu da Pazar günü kardeşimin otobüsünü beklerken otogarda gördüğümüz miskin köpek. Aynen o şekilde uyuyordu. Ayaklarını yukarı doğru dikerek. :)

         Bu da pazartesi günü arkadaşlarla sahil kenarına indiğimizde yine. O görülen Güvercin Adasına doğru gidiyorduk.









         Bunlar güvercin adasından. Fotoğraflardaki yukarı doğru çıkan iki şahıs sınıf arkadaşım. :)

         Güvercin adasının çiçeği. :)

         Salı günü olması lazım. Gün batarken…


         Bu iki fotoğraf okulumun manzarası. :) O kadar yüksekte olmasının tek avantajı da bu manzara zaten. :)

         Bu da benim dünkü öyle yemeğim. :) Yarısını yedikten sonra geldi aklıma çekmek. :/


         Balkonumdan gökyüzü.


         Apartımın önündeki güzel ağaç.

         Ve eylül ayının ilk ve son kitabı. Daha önce burada okunacak listesi hazırlamıştım. Ve sadece ayda bir ya da iki kitap satın almaya izin vereceğimden bahsetmiştim. İşte bugün D&R’a gittim. Bu kitabı okumak istiyordum. Zira her French Oje’nin de , T.B.’nin de bloglarını takip ediyordum. Ama Balıkesir’de D&R olmadığı için buraya gelinceye kadar beklemek zorunda kaldım. 

21 Eylül 2011 Çarşamba

16 Eylül 2011 Cuma

Evet, Kuşadası'ndan yazıyorum.
Çok yakında bildirmeye başlayacağım. :))

14 Eylül 2011 Çarşamba

Gitmeden


       Gitmeden bunların fotoğrafını çekip buraya koyayım istedim. Bazılarını götüremeyeceğim. Özledikçe bakarım artık buradan. :(

         Bu Kity’li kumbaram. Severek kullanıyorum kendisini.

         Bu canım Gülşah’cığımın bana doğum günü hediyesi.

         Bu da yakından.

         Bu da arkası. Galata Kulesi’nin Türkçe ve İngilizce tarihçesi var. Çok seviyorum bu defterimi. Uzun zaman yazmaya kıyamadım ama yeni yeni kullanmaya başladım sonunda. :)

         Bu da Gülşah’ın bana aldığı İstiklal Caddesi fotoğrafım. –hoş fotoğraf denir mi buna bilemedim açıkçası- Ara Güler’in fotoğrafı aslında. Bu şekle sokup hediyelik eşya diye satılıyor. Ben de görmüştüm İstanbul’a gittiğimde. Aslında oldukça büyük bir kağıtta. Kağıdı da özel. Bir zamanlar matbaada çalıştığım için çoğu kağıt cinsini biliyorum ama bunu çıkaramadım. :S

         Bu da Kuşadası’da sıkılırsam diye götüreceğim puzzle’m. Tatil dergisi vermişti.

         Yeni aldığım dosyam. İçinde harç dekontum var. :)

         Götüreceğim Cd çantam ve başka cdlerim: Umay Umay, Cem Adrian, Chopin ve Beethoven.

         Bu da çok sevgili’nin yıllar yıllar önceki hediyesi.

         Ve bu da geçen yıl İstanbul’a gittiğimde yine O’nun hediyesi. Çocukluğumu hatırlattığı için elimden bırakamamıştım. Almak zorunda kaldı. :))

         Bu semazeni de Kuşadası’na giderken yolumuzun üzerindeki Maket Köy’den almıştım. 
         Maket Köy ile ilgili bir siteye ulaşamadım ama burada bazı fotoğraflar var.