30 Ekim 2014 Perşembe

DIY – Oje Yapalım

         
         Çok eskiden aldığım bir far paleti vardı elimde markası bile belli değil. Pinterestte de fardan oje yapımını görmüştüm ve aklımın bir yerlerine not etmiştim hemen. Bir gün odamı toplarken elime geçtiler yine ve hadi yapayım dedim.


         Bunun için ihtiyacımız olan malzemeler;
         -Herhangi bir renkte far
         -Şeffaf oje
         -Farı ezmek için küçük bir kap ve ezmeye yarayacak bir materyal. (Ben çay kaşığı kullandım.)


         Sonrası basit zaten. Kullanmak istediğimiz farı kabın içinde iyice eziyoruz ve ojenin içine koyuyoruz.



         Kaşıkla koymak zor olduğu için kağıttan küçük bir huni yaptım ben. Sonrada karıştırıyoruz ve ta-daa yeni ojemiz hazır. :)


25 Ekim 2014 Cumartesi

Kitap Meydan Okuması (Geriye Kalan Sorular)


Şu Kitap Meydan Okuması şeyini bitiremedim bir türlü. Araya hep bir işler giriyor. Hem çok yoğunum hem de ortaya hiçbir şey çıkmıyor. Görünürde bir şey de yok. “Kafamı toparlayamıyorum bir türlü.” teranelerinden de çok sıkıldım. Bu da can sıkıcı artık. Bir garip zamandayım/yerdeyim. Geçmiyor bir türlü. Toptan yazayım da çıksın aradan en iyisi.

6. gün: Seni hüzünlendiren bir kitap
Ben Nojoud 10 Yaşında Bir Dulum-Nojoud Ali. Bu kitabı okurken çok kötü olmuştum. İsyan etmiştim ama geçmiyor işte bir türlü.
7. gün: Sana kahkaha attıran bir kitap
Pucca candır. Kitapları da hem yer yer hüzünlü hem de kahkaha attırandır.
8. gün: En abartılmış bulduğun kitap ("Nesi bu kadar meşhur bu kitabın, anlamıyorum?" gibilerinden)
Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi isimli kitabı hariç tüm kitapları, geçenlerde okuduğum Duvarların Dili Olsa isimli kitap ve İki Cami Arasında Aşk. İkincisi de çıkmıştı ama kitaba o kadar sinir olmuştum ki elime alıp incelemedim bile. Şimdilik aklıma gelenler bunlar. :)
9. gün: Sevmem sanıp da sonunda sevdiğin bir kitap
Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi. (Tek sevdiğim kitabıdır.)
10. gün: Sana evini, yuvanı hatırlatan bir kitap
Neden bilmiyorum ama Sabahattin Ali’nin tüm kitapları.
11. gün: Nefret ettiğin bir kitap
Elif Şafak’ın Baba ve Piç haricindeki tüm kitapları.
12. gün: Hem sevip hem nefret ettiğin bir kitap
Trevanian-Şibumi (Sevmek kısmı daha ağır basıyor gerçi.)
13. gün: En sevdiğin yazar
Hakan Günday, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Jane Austen, Jack London, Virginia  Woolf, Silvia Plath.
14. gün: Filmi çekilen ve mahvedilen bir kitap
Genelde kitapların filmlerini izlememeyi tercih ediyorum.
15. gün: En sevdiğin erkek karakter
Martin Eden
16. gün: En sevdiğin kadın karakter
Jane Eyre
17. gün: En sevdiğin kitaptan en sevdiğin alıntı
Sevdiğim çok kitap var da… Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’ndan şu paragrafı severim: "Öyle bir yaşta idim ve öyle bir mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki, yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile bun nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Yalana her şeye isyan etmelidir. Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır filan... Zavallı müharik..." S: 51
18. gün: Seni hayal kırıklığına uğratan bir kitap
İki Cami Arasında Aşk sanırım. Çok büyük bir ümitle almıştım.
19. gün: Filmi çekilmiş olan sevdiğin bir kitap
Great Gatsby
20. gün: En sevdiğin aşk romanı
Orhan Pamuk – Masumiyet Müzesi
21. gün: Okuduğunu hatırladığın ilk roman
Çocuk Kalbi’dir herhalde. :) Küçük Prens de olabilir.
22. gün: Seni ağlatan bir kitap
Ota çöpe ağlayabilirim kitap okurken. Bana çocukluğuma ya da özlediğim bir şeye dair bir anı hatırlatsın yeter.
23. gün: Ne zamandır okumak isteyip de bir türlü okuyamadığın bir kitap
O kadar çok ki… Her gün artıyor hem de.
24. gün: "Keşke daha çok insan okusa" dediğin bir kitap
Hakan Günday’ın, Oğuz Atay’ın, Sabahattin Ali’nin kitapları
25. gün: Kendine en yakın bulduğun karakter
Hakan Günday’ın hem Kinyas’ı hem Kayra’sı
26. gün: Bir konu hakkındaki fikrini değiştirmiş olan kitap
Taş Kapıdan Taç Kapıya: Kapodokya
27. gün: Bir kitapta okuduğun en "sağ gösterip sol vuran" gelişme ya da sürprizli son
Genelde kitapların sonları tahmin ettiğim gibi çıkar
28. gün: En sevdiğin kitap adı
Sırça Fanus.
29. gün: Herkesin nefret ettiği ama senin sevdiğin bir kitap
Masumiyet Müzesi herhalde. Sevmeyeni çok bildiğim kadarıyla.
30. gün: Senin için tüm zamanların en favori kitabı
Bilemedim şimdi. Öyle çok ki…


20 Ekim 2014 Pazartesi

.

Uzun zamandır böyle mutsuz bir sabaha uyanmamıştım.

18 Ekim 2014 Cumartesi

Kitap Meydan Okuması (5)

         


         Öldüresiye baş ağrısı çektiğim bir günden herkese merhaba.
Ağır aksak da olsa soruları cevaplamaya devam ediyorum.
5. gün: Seni mutlu eden bir kitap

         Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur’u, Hakan Günday’ın kitapları, Mustafa Kutlu’nun Menekşeli Mektup’u… 

         *Fotoğraf Google'dan.

16 Ekim 2014 Perşembe

Bitenler #18, Kitap Meydan Okuması (4)




Bu kez biraz çokça ürün var. Bir ay öncesinde bitmiş olsalar da Doğu turuna gittiğimden anca şimdi yazabiliyorum. Bakalım neler bitirmişim:
Saloon Hawaii Çiçekleri Sıvı Sabun: Sıvı sabunları böyle büyük boy alıyorum ben genelde. Daha hesaplı oluyor. Bunun kokusu da, temizlemesi de güzel. Bir market açılışından çok ucuza almıştım.
İpek 2si 1 Arada Şampuan: Bu şampuanı bir süre başka bir kutuya bölerek içine badem yağı koyup kullandım. İlk yıkamayı bununla yaptıktan sonra ikinci yıkamamı diğer kullandığım şampuanla yapıyordum. Ama daha sonra alalı uzun süre oldu diye sürekli kullandım ve bitirdim. Ailem çocukluğumdan beri bu şampuanı kullanır, eskiden saçıma iyi gelirdi ama artık pek iyi gelmiyor nedense. Yine badem yağı ile birlikte kullanmak için alabilirim belki.
Schwardzkopf Gliss Sıvı Saç Kremi: Yine bitirdim. :) Yedeğim kalmadı hiç, acil almam lazım.
L’oreal Elseve Extraordinary Oil: Ben bunu yanlış almışım aslında. Bu kırmızı kapaklı olanı boyalı saçlar içinmiş meğer. Ama faydasını gördüm. İyi geldi bence saçıma. Ben saç uçlarıma bolca sürüp bekletebildiğim kadar bekletiyorum duştan önce. Sonra da gidip yıkıyorum. Her gün saç uçlarına sıkıp kullananlar varmış ama ben yağla dolaşamam öyle. Memnun olmayan da çok ama ben sevdim. Alabilirim de başka bir marka da deneyebilirim de.
Watsons Protecting Treatment Wax: Bu saç maskesini çoğu insan gibi ben de saç kremi olarak kullanıyorum. Daha önce ballısını kullanmış çok memnun kalmıştım ama sanki bu ilki kadar iyi gelmedi bana. Bir süre sonra da kokusu değişti niyeyse. Tarihi de geçmedi oysaki. Ama genel itibariyle mutluyum. Elimdeki ürünler bitince alabilirim yine.
Nivea İnvisible Deodorant: Güya beyaz ve siyahlarda iz bırakmıyor ama bence her deo gibi bu da iz bırakıyor. Kokusuna alışmıştım. Tüm yaz boyunca kullandım neredeyse çalışırken. Genelde stick kullansam da özellikle yazın yeterli gelmediğinden kullanıyorum mecburen.
Ürederm Lipo %10: Bunu doktorum egzama için vermişti bana. Ama bir arkadaşım da sivilce ilacı kullanırken kullanmıştı cildine. Cilt problemleri için yani.
Dalan D’olive Zeytinyağlı Yoğum Bakım Kremi: Yine, yeniden. :)
Nivea Hydro Care Lip Balm: İlk başlarda kokusu detarjan gibi gelse de sonradan çok sevdim. Nemlendirmesi iyiydi. Doğu turunda da gündüzleri güneş korumalı başka bir lip balm kullandım, geceleri de hep bunu kullandım.
L’oreal Paris Triple Active Fresh Jel Cream: İkili pakette çok uygun bir fiyata almıştım bunu. Birincisini bitirdim, ikincisini kullanıyorum şimdi. Yağlı değil, çok hafif ve nemlendirmesi de iyi.
Carelly Lüx Pamuklu Çubuk: Her şeye kullanılıyor işte.
Play World Islak Mendil: Yine bitti. Bu da hep lazım.
L’oreal Paris Perfect Clean Köpük Jel: Köpük dese de normal yıkama jeli. Ferahlatıcı bir etkisi vardı. Yeniden alınabilir.
Sweet Snuggles Chocolate Vanilla Shower Cream: Bunu bir arkadaşım 3lü set halinde hediye etmişti. Vücut losyonu ve scrubu da vardı ama onları henüz kullanmadım. Daha doğrusu ben bu ürünü Doğu turuna götürdüm. Losyon yetmeyeceğinden, srubu da çok vaktim olmayacağından yanımda götürmedim. Bunun da kokusu benim için ağır olduğundan oralarda harcayıp bitirmek için götürdüm. :D İndirim zamanlarında çıkıyor sanırım bu. Denk gelmez herhalde bir daha.
Gelelim KMO’ya.
4. gün: En sevdiğin serinin en sevdiğin kitabı.
Dün en sevdiğim seri yok demiştim çünkü seri kitap okumuyorum. Ama Ahmet Hamdi Tanpınar’ın en sevdiğim kitabı Huzur.





15 Ekim 2014 Çarşamba

Kitap Meydan Okuması (3)

         


         3. gün: En sevdiğin kitap serisi
         Pek seri kitap okumam ben. Ama Safiye Sultan diye bir kitap okumuştum zamanında ve 3 kitaptan oluşuyordu.

         Sonra çok sevdiğim Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur, Mahur Beste ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı kitaplarını okumuştum. Birbiriyle çok az da olsa bağlantılı. Yani bazı detaylar ortak. 

         *Not: Fotoğraf Google'dan.

14 Ekim 2014 Salı

Kitap Meydan Okuması (2)


Yazacağım deyip yazamamak… İşte bütün mesele bu.
Balıkesir’den Kuşadası’na döndüm.  Okula başladım tabii. Yani okul 15 Eylülde başladı da biz turdan döndüğümüz ve de araya da bayram girip de bayram tatilini biraz daha uzattığımız için dün başlamış oldum. Bugün ikinci günümdü yani.
         Okula ve adaya uyum sağlamaya çalışırken blogu ve yazmam gerekenleri unuttum tabii. Ama neyse ki çok geç olmadan geri döndüm. :)
         Kitap meydan okumasına devam edelim. :)
         2. gün: Üç kere ya da daha çok okuduğun kitap.
         Çocukken sevdiğim kitapları birden fazla kez okurdum ama büyüdükçe bu azalmaya başladı. O zaman kitabım azdı ve tekrar tekrar okuyabiliyordum. Açıkçası ortaokula kadar da gidip kendi kendime kitap almışlığım yoktu. Ama büyüdükten sonra dünyada okunacak bir sür kitap olduğunu ve benim buna ömrümün yetmeyeceğini farkettiğimden sonra yani bir kitabı ikinci kez çok nadir okumaya başladım.
         Tabii ki bazı kitaplarım hep çok özel. Ara ara bazı sevdiğim kısımlarını okuyorum ama tam okuma denilemez herhalde bunlara.
         Üç ya da daha fazla okuduğum kitaplar Jane Eyre (Charlotte Bronte) ve İki Şehrin Hikayesi (Charles Dickens)’dır herhalde.

         Bir de ilginçtir ki bu iki kitabın hiç Türkçe baskısını okumadım nedense. Hep İngilizcesini okumak nasip oldu. 

         *Not: Fotoğraf Google'dan. 

10 Ekim 2014 Cuma

Geri Döndüm, Kitap Meydan Okuması (1)



Merhabalar…
Çok çok uzun zaman oldu yazmayalı ama buralarda değildim zaten. Turist rehberliği öğrencisi olduğum için Türkiye turunu tamamlamam gerekiyor. Ben de 4-30 Eylül tarihleri arasında Doğu Etabını gerçekleştirmek üzere tura çıktım. Tur Ankara’dan başladı. Yani herkes Ankara’da toplandı.
Bu konuyla ilgili düşüncem şudur: Ya 27 günü gün gün yazmak istiyorum buraya ya da en çok sevdiklerimi, en belirgin olanları yazmak istiyorum. Bilemiyorum şimdilik.
Bir sürü anı ve fotoğrafla döndüm Kuşadası’na. 1 Ekim’di o sabah. Ertesi gün okula gittim, akşama kadar derse girdim. Anlatılanlar bir kulağımdan girdi, bir kulağımdan çıktı sanki. Çünkü bu eğitim turunda anladım ki okulda aldığımız eğitim bir yalanmış. Benim asıl ihtiyacım olan yerinde görmekmiş her yapıyı.
Tur hiç bitmesin istesek de acısıyla, tatlısıyla ve hastalıklarımızla bitirdik bir şekilde ve çok güzel arkadaşlıklar da edindik bu süreçte. Hani derler ya ya yemekte ya yolculukta tanırsın bir insanı diye, hah işte o söz çok doğru. Kimin ne olduğunu anlıyorsun öyle yerlerde. Anladım ben de.
Neyse yarından itibaren tur yazılarına başlamayı planlıyorum. Bir aksilik çıkmazsa tabii.
Bu arada ben şu an Balıkesir’deyim ailemin yanında. 1 Ekim’de Kuşadası’na geldim ya, 3 Ekim’de de Balıkesir’e doğru yola çıktım. Yarın dönüyorum ama artık. Okuldaki devamsızlık aldı başını gitti çünkü. Ama en son Şubatta gelmiştim zaten eve. Neredeyse bir yıl olacaktı. Şimdi gelmeseydim bir daha da gelemeyebilirdim. Çünkü daha turun Batı etabı var. O da ara tatil zamanı olsa bana eve gelmek için yine vakit kalmayacak. Neyse ya, öyle işte burada havalar…
Bu arada ben buralarda yokken bir etkinlik başlamış Kitap Meydan Okuması diye. İçinde kitap varsa ben de varım zaten. Her güne bir soru cevaplayacak şekilde 30 soru var. Her gün ya bir şeyler yazıyorsunuz o soru ile ilgili ya da fotoğrafla da cevaplayabiliyorsunuz. Herkes eylül ayında yapmış ama malum ben eylülde doğunun o şehri senin öbür şehri de benim şeklinde geziyordum. Ekimin de ortası geldi ama şimdi başlasam olur herhalde diye düşündüm. Olmazsa da oluversin yahu! Eğitimim için geziyordum sonuçta.
Haydi başlayalım:
1.   Gün: Geçen sene okuduğun en iyi kitap:
Geçen seneden kasıt 2013 yılı sanırım. Hoş bu yıl da bitmek üzere ama…
Ayy… Bir sürü kitap var. Geçen sene hayatıma artısı çok olacak kitaplar okuduğumu düşünüyorum. Hakan Günday-Zargana, Tuba Çandar’ın Mualla Eyuboğlu Anhegger ile yaptığı söyleşilerden oluşan Hitit Güneşi, Yılmaz Aydın-Aztekler: Gizemli Bir Halkın Tarihi, Jerzy Kosinski-Boyalı Kuş, Sabahattin Ali- Markopaşa Yazıları ve Ötekiler, Gürsel Korat-Taş Kapıdan Taç Kapıya: Kapadokya, Hakan Günday-Ziyan, Metin Kaçan-Fındık Sekiz, Hakan Günday-Azil.

En çok beğendiğim, çok iyi dediğim kitaplar bunlar. Bazıları mesleğimle ilgili isimlerinden de anlaşılabileceği gibi. Bu arada Hakan Günday ne yazsa beğeniyorum galiba. :)

*Not: Fotoğraf Google amcadan.