31 Ağustos 2011 Çarşamba

Blogger Eksiklikleri


Mimin konusu: Blogger’da ihtiyaç duyduğunuz ya da farklı olmasını istediğiniz özellikleri belirtmek. Ne kadar birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu birbirimize de gösterebilmek.
         Bence en güzel mimlerden biri bu. İhtiyacımız vardı doğrusu böyle bir şeye.
         Şimdi ben ilk olarak şundan şikayetçiyim efenim; izleyici listem gözükmüyor son zamanlarda. Sebebi nedir bilemiyorum ama başka bloggerlarında şikayetçi olduğunu duydum.
         İkinci de başka bir yerden yazı kopyaladığımda onun fontunu falan kesinlikle değiştiremiyorum. Satır aralarında acayip boşluklar oluyor. Sonra sonra siyah zemin üzerinde sanki yazının üzerinden beyaz bordür geçmişim gibi çıkıyor yayınlayınca. Çıkmasın efendim. Hoş olmuyor öyle. Ben de çıkmasın diye sayfalarca yazıyı elimle yazmak zorunda kalıyorum. Olmasın böyle. Benim de vaktim kısıtlı. Tamam on parmak yazabiliyorum Q ve F klavyede de ama olmasın yine de. Çok yorucu bir şey bu.
         Sonra bir diğer istediğim de blogger’ın kullanıcı panelinde detaylı bir arama kısmı istiyorum. En çok bunun eksikliğini duyuyorum doğrusu ben. Yani bloglar kategorilendirilse hiç de fena olmaz hani. Mesela edebiyat blogu arayacağım, yazacağım oraya, çıkacak bilmem kaç tane, ben de inceleyip izlemeye alacağım. Ne iyi olur, değil mi? P
         Mim kuralı: Elinizden geldiğinde çok mimleme yapınız ki Google’a sesimizi duyurabilelim. Yani en az 5 kişiyi mimleyebiliyorsunuz. imiş. Yazıyı okuyan herkes mimlenmiş sayılsın efenim. :))

Okunacaklar – I


Çok uzun zamandır fotoğraf çekmiyordum. İyi ayarlayamadım ışığı. O yüzden tek tek yazdım isimlerini görünmeyen olursa diye… Bunların içinden 10 adet seçip Kuşadası’na giderken yanımda götüreceğim. Kurban Bayramına kadar onları bitirmeyi hedefliyorum. Sonra geldikçe devamından götüreceğim.
        
         Ses ve Öfke – William Faulkner
         Dava – Kafka
         Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat – Şemsettin Sami
         Bit Palas – Elif Şafak
         Beyaz Zambaklar Ülkesinde – Grigoriy Petrov
         Yazsonu – Adalet Ağaoğlu
         Cezmi – Namık Kemal
         Umrandan Uygarlığa – Cemil Meriç
         Bir İmparatorluğun Yağması/Balkan Bozgunu ve I. Dünya Harbi – İlhan Bardakçı
         Mahur Beste – Ahmet Hamdi Tanpınar
         (10 adet)

         Barboros Kardeşler – Jean – Louis Belachemi
         Resimli Osmanlı Tarihi Sözlüğü – M. Orhan Bayrak
         Ecinniler – Dostoyevski
         Bir AKP Belgeseli: Maskesiz Soygun – İlhan Taşçı
         Taşrada Ölüm Dirim Hazırlıkları – Enis Batur
         Sanat ve Edebiyatta Caniler – Enrico Feri
         Mahrem – Elif Şafak
         Felsefe Klavuzu – Will Durant
         Denemeler ‘Pyrrhus ile Cineas’ – Simone de Beauvoir
         Zibilde Papatya Açtı – Remzi Çayır
         (10 adet)

         Abdurrahim Ötkür’ün Şiirleri II – Dr. Hülya Kasapoğlu – Çengel
         9. Hariciye Koğuşu – Peyami Safa
         Saklı Kalan – Ahmet Telli
         Eskimiş Yalnızlığa – Eray Canberk
         Ölümsüzlerle – Şükran Kurdakul
         Aşklar Yalnızlıklar – Necati Cumalı
         Sahtiyan – Murathan Mungan
         Bulantı – J. P. Sartre – S. Hilav
         Şiir Nasıl Yazılır? – Mayakovski
         Büyük Değişim / 2012 ve Ötesi için Yeni Bir Dünya Yaratmak – Lee Carroll & Kryon, Tom Kenyon & Hathorlar & Mary Magdalen, Patricia Cori & Sirius Yüksek Konseyi
         Yakın Tarihin Üç Büyük Adamı: Cemal, Talat, Enver Paşalar – Ziya Şakir
         Kaçak – Simenon
         Boğaziçi Yalıları – Abdülhak Şinasi Hisar
         Yabancının Savunması – Sartre
         Düşünme Sanatı – Jean Guitton
         Markopaşa Yazıları ve Ötekiler – Sabahattin Ali
         Milena’ya Mektuplar – Kafka
         Kadın Nedir? Simone de Beauvoir
         Geçmiş Zaman Köşkleri – Abdülhak Şinasi Hisar
         Arada – Behçet Necatigil
         (20 adet)

         Eski Anadolu ve Ortadoğu’dan Şiirler – Talat S. Halman
         (1 adet)
        
         Beyaz Geceler – Dostoyevski
         Değinmeler – Celal Sılay
         Ehemmiyetsiz Bir Kadın – Oscar Wilde
         Dadı – Ali H. Neyzi
         Domaniç Dağlarının Yolcusu – Şükufe Nihal
         Saygılı Yosma – Jean Paul Sartre
         (6 adet)

         Mezarsız Ölüler – Jean Paul Sartre
         Giderayak – Şükran Kurdakul
         Felsefeye Başlangıç / Bilgi, Dış Alem, Ahlak ve Hürriyet Meseleleri – M. Emin Erişirgil
         Ömer Naci – Dr. Fethi Tevetoğlu
         İnsan / Kainattaki Yeri – Max Scheler
         Mürşit – Khalil Gibran
         (6 Adet)

         Kutsal Sığınak – William Faulkner
         Sürgün ve Krallık – Camus
         Duvar – Jean Paul Sartre
         İçe Kapanış – Charles Baudelaire
         Bu Kalem Bukalemun – Enis Batur
         (5 Adet)
        
         Suni Teneffüs – Ricardo Piglia
         (1 adet)

         Toplam 59 adet.

30 Ağustos 2011 Salı

Buruk Bayram


            Dedemsiz ilk bayramımız… Anneannem yalnızlığını bugün daha çok hissetti…
           
            Her bayram köye giderdik biz. Bu bayram babam rahatsız diye gidemedik.
            Bir garip bu bayram. Bir buruk.

            Bayram bize gelmedi bu bayram. :(( 

29 Ağustos 2011 Pazartesi

İzlenecekler


Bunları tavsiyeler üzerine not almıştım. Buraya bir iz bırakayım da kaybolmasınlar ve unutmayayım. Kuşadası’na gidince başlamayı hedefliyorum.
         İzleyeceğim film ve diziler;
         * Bab-ı Aziz (Film)
         * Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı (Film)
         * Californication (Dizi)
         * The Big C (Dizi)
         * Sherlock (Dizi)
         * The Shadow Line (Dizi)
         * Exit Through The Gift Shop (Belgesel Film)
         * The Cove (Belgesel Film)
         * Stil, Mary Me (Dizi)
         * Chaplin (Film)
         * Happy – Go – Lucky (Film)
         * Pleasantville (Film)
         * La Passion de Jeanne d’Arc (Film)
         * Novo (Film)
         * I’m not there (Film)
         * In The Mood For Love (Film)
         * Empire of the Sun (Film)
        

Mezun Olmadan Önce Yapılacaklar


Bugün köye gidecektik bayram için ama babam biraz rahatsız. O yüzden babaannemleri arayıp gelemeyeceğimizi söyledim. Evdeyiz bu bayram.
         Mezun olmadan önce yapacaklarımın bir listesini yapmak istiyorum. Bugün 29.08.2011 ve 4 yıl sonrası 29.08.2015 tarihleri arası.

1-    Romanını bitir.
2-    Kitaplığındaki okunmayı bekleyen tüm kitapları oku.
3-    En az bir dil daha öğren. (3 tane de olabilir tabii. ;) )
4-    İzlemek için not aldığın dizileri izle.
5-    Daha az alışveriş yap.
6-    Hedeflediğin kiloya düş!
7-    Sosyal sorumluluk projelerinde yer al.
8-    Ağaç dik.
9-    Türkiye turunu tamamla.
10-           Yoga yapmayı öğren.
11-           İngilizceyi anadilin gibi konuş.
12-           Okulda alacağın Japonca eğitiminin bir saniyesini bile boşa harcama ve iyi değerlendir.
13-           Şekeri tamamıyla hayatından çıkar.
14-           Yeniden fotoğraf çekmeye başla.
15-           İspanyolca konuşulan bir ülkeye git. (Erasmusla bile olabilir.)
16-           Yeniden koşmaya başla.
17-           Livemocha olayını ilerlet.
18-           Ehliyet al.
19-           Yeni, kocaman bir kitaplık al.
20-           Üniversiteden mezun ol. :)


Herkese iyi bayramlar. :)) 

Mim – Prenses


         Cinderella / Külkedisi

         [ ] Ebeveynlerinden biri vefat etti.
         [ ] Çok ev işi yapman lazım.
         [ ]  Süslenmeyi seviyorsun.
         [x] Hayvanları seviyorsun.
         [ ] Annen çok sert.
[ ] Seni kıskanan kız kardeşlerin var.
[ ] Görüşünü söylemekten korkuyorsun.
[ ] Ayakkabılarını bir kere arkadaşının evinde unuttun.
[ ] Sarı saçın var.

Jasmin / Yasemin

[ ] Baban zengin / önemli biri.
[x] Aptal değilsin.
[x] Sen ötekiler gibi değilsin, değişiksin.
[x] Hayatta parası çok olduğu için biriyle evlenmezsin.
[x] Kendine çok hedef koydun.
[ ] Fazla arkadaşın yok.
[x] Özgürsün.
[ ] Zenginsin.
[ ] Ebeveynlerin hayatını kontrol etmek istiyor.

Ariel

[ ] Ebeveynlerinin seninle ilgili beklentileri çok.
[ ] Kurallara uymaya çalışıyorsun ama zor geliyor.
[x] Kışkırtıcısın azıcık.
[ ] Üçten fazla kardeşin var.
[x] Bir şey topluyorsun.
[x] Uzun saçın var.
[x] Ev hayvanı olarak balığın vardı.
[x] Fazlaca meraklısın.
[ ] Çok safsın, her şeye inanıyorsun.

Schneewittchen / Pamuk Prenses:

[x] Çirkin olmadığını biliyorsun.
[ ] Annen bazen seni kıskanıyor.
[ ] Az kalsın öldürülüyordun bir kere.
[ ] Gıda zehirlenmen vardı bir kere.
[ ] Kısa saçın var.
[ ] Herkesle gidersin, tanımadığın insanlarla da.
[x] Tüm arkadaşların farklı.
[x] Severek konuşuyorsun.
[x] Dışarıda içeriden daha mutlusun.
Mulan – Mulan Savaşçı Prenses:

[ ] Erkek fatmasın.
[ ] Ailen / arkadaşların biraz daha kız gibi olmanı istiyorlar.
[ ] Başka biri oldun bir kere, kendin olduğun gibi olmadın.
[x] Birisiyle kavga ettin.
[ ] Evden kaçmayı düşündün.
[ ] Ebeveynlerin senin hayatını planlıyorlar.
[ ] İyi zamandan daha çok kötü zamanın vardı.
[x] Aileni o kadar çok seviyorsun ki; onları korumak için her şeyi yaparsın.

         Dornröschen / Uyuyan Güzel

         [x] Ebeveynlerin olmadığı insanlarla beraber yaşıyorsun.
         [ ] Az kalsın genç ölüyordun.
         [ ] Sen nazik, sevgi dolu ve düşüncelisin.
         [ ] Şarkı söyleyebiliyorsun.
         [ ] Hafta sonları geç saate kadar uyuyorsun.
         [ ] Çoğu zamanını dışarıda geçirmeye çalışıyorsun.
         [ ] Manevi evlatsın, ebeveynlerin esas ebeveynlerin değil.
         [ ] Çok romantiksin.
         [ ] Pembe en sevdiğin renklerden biri.

         Pocahontas:

         [x] Büyük illeri gezmeyi seviyorsun.
         [x] Dindar değilsin, daha çok spiritual.
         [x] Seninle aynı kökenli (Türk) olmayan biriyle çıktın.
         [ ] Ailenden birini kaybettin.
         [ ] Ebeveynlerin seni çok koruyor.
         [ ] Ailenden biri savaşta şu an.
         [x] Doğayı seviyorsun.
         [x] Siyah saçların var.
         [x] Daha güzel, daha egzotik bir yere taşınmak isterdin.

         Külkedisi: 1
         Yasemin: 5
         Pamuk Prenses: 4
         Mulan Savaşçı Prenses: 2
         Uyuyan Güzel: 1
         Pocahontas: 6

         Pocahontas çıktım. Mia Wallace’ye beni de mimlediği için teşekkürler. Kimseyi mimlemeyeceğim. İsteyen arkadaşlar cevaplandırabilir.

28 Ağustos 2011 Pazar

49 Days (49 Gün)


Şimdi size bitirebildiğim tek diziyi tanıtacağım. Geçen yaz bir sürü dizi izliyordum televizyondan ama yurtta yoktu TV. Olsa bile başına geçip izleyebileceğimi hayal bile etmezdim herhalde. 100 kız bir aradayken ortam bir program nasıl bulunabilir ki zaten. O yüzden diğer dizilerim hep yarım kaldı. Sadece bunu bitirme şerefine erişebildim. Bunu Kore manyağı kuzenim vermişti bana. İzlemeye başladım ve daha ilk bölümden çok sevdim.
Ayrıca bu izlediğim ilk Kore dizisi.

Yönetmeni So Young Kwang, senaryosunu ise So Hyeon-kyeong yazmış. Türü fantastik, romantik diye geçiyor.
Oyuncu kadrosu ise genel itibariyle şöyle:
Jo Hyeon-Jae: Han-Kang
Lee Yo-Won: Song Lee-Kyung
Jeong Il-Woo: Ruh Bekçisi
Nam Gyu-Ri: Shin Ji-Hyun
Bae Su-Bin: Shin Ji-Hyun’un Nişanlısı

Konusu ise şöyle: Shin Ji-Hyun sevimli, saf ve hayat üzerinde kesin iddiası olmayan yüzeysel bir kadındır. Her şeyin pozitif yanını gören bu kadının çevresinde pek çok insan vardır. Nişanlısı ile evlenme planları yaparken bir trafik kazasında ağır bir şekilde yaralanarak komaya girer. Ruh bekçisi ona 49 günlük son bir şans sayılabilecek bir ömür verir. Ancak bunun tek şartı 49 gün içinde kendini gerçek anlamda sevebilecek üç kişiyi bulmaktır. Bunu işareti ise saf gözyaşı damlalarıdır. Shin Ji-Hyun’a Song Lee-Kyung’un bedeni verilir bu 49 gün için. Böylece macera da başlamış olur. Ji-Hyun, Lee-Kyung’un bedenindeyken arkasından çevrilen dolapları da bir bir öğrenir. Kötü kadın ve adam var tabii işin içinde hem de en yakın arkadaşı ve nişanlısı.
Karakterler:












Han Kang (Jo Hyun Jae): Ji Hyun’un arkadaşı ve ilk aşkı. Mimar. Kang Min-Ho’nun (Ji Hyun’un nişanlısı) kardeşi olarak nitelendirdiği arkadaşı aynı zamanda. Ji Hyun ile bir dönem aynı okula gitmişler. Yalnız, karamsar, soğuk bir karakteri var. Genç yaşta ailesini kaybetmiş ve aile ilgisinden yoksun büyümüş.










Song Yi Kyung (Lee Yo Won): Ji Hyun’un bedenini kullandığı kişi. İlerde Ji Hyun’un kardeşi olduğunu öğrenecek. Üniversite eğitimi almış hatta çok iyi yerlerde çalışmış. Kötü kader ona hayatında hiç beklemediği sürprizler yapar ve bütünüyle yaşamdan kopar. İnsanlardan izole bir hayat sürmeye başlar.












Shin Ji Hyun (Nam Gyu Ri): Nişanlısıyla evlenme planları yaparken bir trafik kazası sonucu komaya girer. Zengin, neşeli ve el bebek gül bebek büyütülmüş bir kızdır. Saftır ve ne olursa olsun hayata bardağın dolu tarafından bakmayı sever. İnsanlara gereğinden çok değer verir. Ailesinin tek kızı; daha sonra kaybolan kardeşi de ortaya çıkacak. Ruh bekçisi ona kendini gerçekten seven üç kişiyi bulması için 49 gün süre tanır.













Song Yi Soo (Jung Il Woo): Ruh bekçisi. Ölümden sonra ruhların yollarını bulmaları için onlara rehberlik eder. Biraz itici bir tip. Bunun yanında oldukça dürüst ve beste yapıyor. Ölmeden önce Song Yi Kyung’un sevgilisiydi.






















Kang Min Ho (Bae Soo Bin): Ji Hyun’un nişanlısı. Dizinin kötü adamı. Seoul Üniversitesinden mezun olmuş ve Amerika ile bağlantısı var. Zor bir çocukluk geçirmiştir. Ancak azmi sayesinde üstesinden gelmiştir. Tabii bu görünüşte. İçinde kocaman bir öfke var.

         




















 Shin Eun Jung (Seo Ji Hye): Ji Hyun’un en yakın arkadaşı. Ji Hyun’un babasının şirketinde sekreter olarak çalışmaktadır. Zeki ve bencildir. Dizinin kötü kadını aynı zamanda. Ayrıca kültürlü. Kendi arzusuna kavuşmak için aşkı kullanmaktan çekinmez. Tam bir buz kalıbı. Ji Hyun’un nişanlısıyla ilişkisi var. 
           Güzel ve izlenilebilir bir dizi. Tavsiye ederim.

Almayacaklarım – I


Serrose'nin blogunda gördüm bunu. O bir süredir yapıyor ve benim çok hoşuma gitti. Yani tüketim çılgınlığının – ya da sadece benim tüketim çılgınlığımın- önüne geçmek için güzel bir atraksiyon bence. Ve tabii bunda 16 Eylülde Kuşadası’na gidecek olmam –biletimi aldım dün- ve orada tek başıma yaşayıp hem de öğrenci olarak, kirayı da tek başıma ödeyecek olmamın da büyük etkisi var tabii. Kuşadası için çok pahalı bir yer diye bahsediyorlar hep. Ve bu beni çok korkutuyor. Ya geçinemezsem ya yetiremezsem parayı diye. O yüzden artık bazı harcamalarımı kısıtlamaya karar verdim. Bu sayede bir çok eşyamın olması ve eve sığamama gibi bir külfetten de kurtulacağımı düşünürsek bu bir taşla iki kuş vurma olayına dönüşür. ;)
1-    Kırtasiye: Benim çok fazla kırtasiye malzemem var. Kalemler, kâğıtlar, boyalar falan filan. Dolu yani her yer. Ama o kadar güzel ürünler çıkarıyorlar ki görünce dayanamıyor insan. İşte artık bu olaya dur deyip daha fazla almamayı planlıyorum.
2-    Kırmızı Ruj: Bir sürü kırmızı rujum var. Hepsinin aynı renk olmasının tek nedeni de istediğim tonu bir türlü bulamamam. Bir de doğru düzgün makyaj yapmadığımı göz önünde bulundurursak boşuna para döküyorum ben o rujlara. Cık. Almayacağım bundan sonra.
3-    Kitap: Bunun önüne geçebilmem çok zor ama bunu da yapmak zorundayım. Parasından geçtim, hiçbir şekilde sığamıyorum bulunduğum odaya. Yurtta da öyleydi bu, evimde de öyle. Hatta evde odam tıka basa kitap dolu. Arkadaşımdakiler ve hediye ettiklerim de hariç. Elini attığın yerden kitap çıkıyor. O yüzden artık çok fazla kitap almamaya karar verdim. Hele ki bir girişte 5 – 10 kitap olayına hiç girmeyeceğim. Ayda en fazla 2 kitap alma hakkı tanıyorum artık kendime. Zaten kitaplar da çok pahalı, deyip kendimi avuturum umarım. ;(( En çok bu zorlayacak beni. Biliyorum. Ama planladım, olacak!

Ara ara böyle almayacaklarım postu hazırlamayı düşünüyorum. Buralara harcamadığım paraları biriktirip belki güzel bir şeyler yaparım, kimbilir…

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Ket vurmaya çalışanlara gelsin efendim.


        Sinirimden saatlerde tepinebilirim şu an. Neden anlaşılamıyorum ben? Neden kendimi anlatamıyorum? Ya da neden beni anlamamakta ısrar ediyorsunuz?
         Tek istediğim; yaşamak istediğim hayatı yaşayabilmek. Olağanüstü şeyler de istemiyorum ki yahu! Biraz sessizlik, biraz huzur, biraz anlayış… Çok mu zor yani bana bunları ver(ebil)mek!
         Ben de sizi anlamıyorum, evet!
         Beni anlamamakta –en azından bir çaba gösterseydiniz- ısrar ettiğiniz sürece kafamın aldığı yere gideceğim, evet!
         Hayallerimin içine edemeyeceksiniz tabii ki, evet!

Pek yapmam ama bu da şarkısı olsun. Alakası da yok gerçi ama işte kafam bozuk ve beni bu ses sakinleştirir şu an.: 

         

16 Ağustos 2011 Salı

3 tane de değil 5 tane de…


Mim konusu; en sevdiğim, izlemekten asla sıkılmayacağım üç filmi, neden bu kadar beğendiğimi de ekleyerek yazmak. Sevgili Erdi mimledi beni de. Ne zamandır takip ettiğim bloglarda görüyordum bu mimi. İtiraf etmek gerekirse korkuyordum bana da gelirse diye. Çünkü bu mimi ilk gördüğüm andan itibaren bir liste oluşturmaya çalışıyorum kafamda ama olmuyor, olmuyor. Bir türlü bir liste oluşturamıyorum hatta birinci haricinde hiçbir yere koyamıyorum sevdiğim filmleri. Hepsi birinci benim için. Gönlümün birincileri. :P
Başlayalım bakalım:
Amelie: Bu filmi her izleyişimde çocukluğumdan bir kareye takılıyor gözüm. Sanki o kız benim. Kendimle bağdaştırdığımdan herhalde bu kadar çok sevmem.




Büşra: Filmin konusu şu: Cumhuriyetçi çizgide bir gazetenin editörüyle yapılan bir iş görüşmesinin can sıkıcı finalinde ilk kez karşılaşan Büşra ile gazeteci – yazar Yaman Göktuğ’un yolu, Yaman’ın olay çıkardığı bir televizyon programının sonrasında tekrar kesişir. Tam da Büşra için ailesinin söz keseceği bir zamana denk gelen bu karşılaşmalar; Büşra ve Yaman’ın içinde, özlerindeki benzerliğe göre değer kazanan bir yakınlaşmaya yol açar. Önyargılar, çevre baskısı, Yaman’ın yoga hocası sevgilisi Alara, Büşra’nın tutucu ama kişiliği gelgitlerle dolu sözlüsü Ferit ve tüm bunların yarattığı absürd engellerle dolu bir macera. Aslında bu filmi sadece şu cümleyi sevdiğim için belki 5 kez belki de 10 kez izledim. İzlemeye de devam edeceğim: ‘Maden suyu değil, masal suyu içirmiş.’ Alara, Yavuz ve Büşra’yla cadılar bayramı için gittiği barda Büşra’nın sodasına uyuşturan ve halüsinasyonlara sebep olan bir bitki atıyor ve Büşra bu cümleyi ayıldıktan sonra kuruyor.
Kaybedenler Kulübü: Tamam, kabul ediyorum. Bu filmi izlememdeki en büyük etken kadrosunda Nejat İşler’in de olmasıydı. Bu adamı çok seviyorum ve oynadığı hiçbir dizi ya da filmi kaçırmadım. Ama filmi izleyince onu da çok sevdim. Bu nasıl bir yalnızlıktır abi! Hem kim bu Erol Egemen?!
Black Swan: Aydın’dayken bu filmi tesadüfen aldım doğrusunu söylemek gerekirse. Filmcide ismine vurulmuştum ve hiç oyuncularına falan da bakmamıştım. Ama yurda döndüğümde baktım ki Natalia Portman oynuyormuş başrolde. İzledim ve çok beğendim. Bu tür sanrılı, halüsinasyonlu, delilik dolu fimleri çok seviyorum. Bilmem neden?! :P
Fight Club: Bu filmi sevmemin nedeni Black Swan’ınkiyle hemen hemen aynı. Zaten Black Swan için Fight club’ın dişi versiyonu diyorlar. Olsun. Ben seviyorum.
Ejderha Dövmeli Kız, Ateşle Oynayan Kız: Bu filmleri de çok seviyorum. O kızın hayatını çok merak ediyorum ya. Kitaplarını okumadım. Ama filmlerini sevdim. Arı Kovanına Çomak Sokan Kız’ı daha izlemedim.

Uff, yoruldum. Daha çok var aslında. Mesela daha Up (Yukarı Bak) var. Daha The Notebook var. Ne bileyim Çingeneler Zamanı, Gönül Yarası, Girdap, Bitmeyen Aşk, Persepolis, Barda, Anlat İstanbul, Mustafa Hakkında Herşey, Sil Baştan, Paris’te Son Konser, Vahiyler, Cennet, Gitar, İçimdeki Deniz, Ağır Roman, Koku, Prensesin Uykusu, Seni Seviyorum NewYork, Akvaryum, İncir Reçeli, İstanbul Kanatlarımın Altında falan da var.

14 Ağustos 2011 Pazar

Çocukça Kısa Film Yarışması


A-YARIŞMANIN KONUSU VE AMACI:
Mimarlığın toplumla buluşması kapsamında, çocuklara mimarlık, çevre ve kent kültürünün anlatıldığı “Çocukça Kısa film Yarışması” ile sinema sanatında çocuklara yönelik yaratıcı fikirlerin ortaya çıkartılması, çocukların kent kültürü ve mimarlıkla iletişimlerinin görsel sanatlar üzerinden kurulması hedeflenmektedir.
B- YARIŞMAYA KATILMA ESASLARI VE BİÇİMİ:
Yarışma tek kademeli olarak düzenlenmiş olup herkese açıktır.
Yarışmaya katılım ücretsizdir.
Yarışmaya katılım  için aşağıdaki bilgi ve belgelerin sağlanması gerekmektedir.
  • Yarışmaya katılanların http://cocuk.mimarlarodasiankara.org adresi üzerinden, adı, soyadı, açık adresi, telefon ve faks numaraları ile e-posta adresi bilgilerinin olduğu katılım formlarını doldurmuş olmaları gerekmektedir.
  • Yarışmaya ekip halinde girilmesi durumunda, ekibin içerisinden bir kişinin katılım formunu doldurması yeterlidir
C- YARIŞMA TAKVİMİ VE ESERLERİN TESLİMİ :
1-Yarışma Takvimi
Yarışmanın ilanı .......................................................................................   22  Nisan 2011
Eserlerin Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ne 
ulaşması veya teslimi için son tarih.........................................................     9 Eylül 2011

Kazananların açıklanması,……………………………………… ……….……  26 Eylül 2011
Eserlerin gala gösterimi ve ödü töreni………………………………………… 30 Eylül 2011
2-Eserlerin Teslim Günü, Yeri ve Şartları:
  • Eserlerin,  kimlik zarflarının en geç 9 Eylül 2011 Cuma günü saat 18.30’a kadar TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin aşağıdaki adresine ulaşmış olması gerekmektedir:
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Konur Sokak 4/3
06650 Yenişehir, ANKARA

D-YARIŞMACILARA SAĞLANAN VERİLER:

Yarışmacılar TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Çocuk ve Mimarlık Çalışmalarına yönelik bilgi ve belgelerehttp://cocuk.mimarlarodasiankara.org ve www.mimarlarodasiankara.org adresi üzerinden ulaşabilirler.
E-YARIŞMACILARDAN İSTENENLER, KİMLİK ZARFI, AMBALAJ ve YARIŞMA DIŞI BIRAKILMA ve GİZLİLİK:
1-İstenenler:
a) Yarışmaya katılan eserlerde, ana tema  çocuk mimarlık, kent, çevre ve kültürel miras ve kent kültürü olacaktır.
b) Yapıtlar 7+ yaş grubu için kısa film olarak belirlenmiştir.

  • Kısa film kategorisinde yarışacak kısa filmlerde tür sınırlaması yoktur. Filmler kurmaca, canlandırma, deneysel, belgesel, türünde olabilir. 
  • Filmler DVD formatında teslim edilmelidir. (2 adet DVD kopyası)
  • Başvuruda bulunan eserlerin süresi jenerik dahil 20 dk ile sınırlıdır.
  • Yarışmaya katılmak üzere başvuran eserler, bir ekip tarafından üretilmiş olsa da, başvuru eserin yönetmeni tarafından yapılmalıdır. 
  • Eserlerin daha önce yayımlanmamış ve ödül almamış olması gerekmektedir.
  • Filmin ön izlenmesi sırasında teknik sorunlar olursa, yönetmenine haber verilir. Yönetmen en geç 24 saat içinde yeni bir kopyayı jüriye teslim etmekle yükümlüdür. Aksi takdirde film değerlendirme dışı bırakılır.
2-Kimlik Zarfı:
Yarışmacılar; eserin teslim edildiği ambalajın içine, eser ile aynı rumuzu taşıyan ve üzerinde “Çocukça Kısa film yarışması Kimlik Zarfı” yazılı bir zarf koyacaklardır.
Yarışmacı,  zarfın içine eserle birlikte , 
a) Yarışma başvuru formu (internet sitesinden ulaşılabilir/katılımcı tarafından imzalanmış olarak teslim edilmelidir.)
b) Eserden 2 adet fotoğraf
c) 1 adet yönetmen fotoğrafı
d) Yönetmenin biyografisi (en fazla 1 sayfa)

belgeleri ile başvurur
3-Ambalaj:
Ambalajların üzerinde; eser ile aynı rumuz kullanılıp, 
“Çocukça Kısa Film Yarışması”
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi 
Konur Sokak 4/3  06650 Yenişehir, ANKARA” adresi yazılacaktır.


4-Yarışma Dışı Bırakılma:
a-Eserin, DVD’nin, ambalajın veya kimlik zarfının herhangi bir yerinde yapıtın sahibini belirten işaret bulunması
b-Kimlik zarfının veya içeriğinin eksik olması
c-Rumuzda eksiklik veya yanlışlık yapılması

F – Gizlilik:  
Yarışmanın tüm aşamalarında katılanların kimliği, gerek eserlerin teslimi gerekse değerlendirilmesi sırasında gizli tutulacaktır.
  • Yarışmaya teslim edilen tüm belgelerde (yapıt, kimlik zarfı, CD ROM, eser ambalajı) KİMLİKLER GİZLİ olacaktır.
  • Her eserde bir RUMUZ olacaktır. Rumuz, 2 cm. yüksekliğinde iki harf ve dört sayıdan oluşacak ve teslim edilen bütün belgelerin(eserin, DVD’nin, kimlik zarflarının, ambalajın) sol üst köşesine yazılacaktır.
  • Eserlerin tesliminden sonra raportörler tarafından teslim alınan bütün belgelerin üzerindeki rumuzlar raportörler tarafından kapatılacak ve  rumuzun yerine bir sıra numarası konulacaktır. Jüri projeleri sadece bu sıra numarası ile tanıyacaktır.
G- DANIŞMAN JÜRİ ÜYELERİ,SEÇİCİ KURUL VE RAPORTÖRLERİN  İSİM VE KİMLİKLERİ:
Danışman Jüri Üyeleri
Ali Atakan, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi
Erkan Karakaya, TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi
Muteber Osmanpaşaoğlu, Mimar, Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Merkezi
Seçici Kurul Üyeleri:
Şerif Sezer, Oyuncu
Tansel Öngel, Oyuncu
Mert Fırat, Oyuncu
Funda Başaran, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi  Öğretim Üyesi
Ömer Özgüner, NTV Genel Yayın Yönetmeni
Önder Şenyapılı, ODTü Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi
Yusuf Kenan Beysülen, Yönetmen
Raportörler:

Zeynep Yıldız, Gazeteci
Damla Gülmez, Mimar
Tufan Taştan, Yönetmen
H –ÖDÜLLER
1.Ödül                                 5000 TL
2.Ödül                                 4000 TL
3.Ödül                                 3000 TL       

I- SONUÇLARIN AÇIKLANMASI
  • “Çocukça Kısa Film Yarışması” sonuçları 9 Eylül 2011’de açıklanacak,
  • Ödül töreni ve gala gösterimi sırasında 30 Eylül 2011 de tarihinde gerçekleştirilecektir.

K - TELİF HAKKI VE ESERLERİN GERİ VERİLMESİ ve GÖSTERİMİ
  • Tüm eserlerin telif hakkı müelliflere ait olacak, ancak yarışmayı düzenleyen TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi müellifin veya müelliflerin isimlerini belirtmek koşulu ile birlikte ticari olmayan yaygın gösterimler yapar ve eserleri Oda arşivinde saklar. 
  • Yarışmada ön elemeyi geçen tüm filmlerin gösterimi Dünya Çocuk Günü’nü de içine alan günlerde Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından düzenlenen “Çocukça Film Festivalinde” okullarda ve mahallelerde ücretsiz olarak gösterime sunulur.
  • Yarışmaya yollanan eserler, katılımcılara geri verilmeyecektir.
  • Katılımcı, yarışmaya başvurduktan sonra eserini geri çekemez.
Yarışmaya katılanlar bu koşulları kabul ederler.



Link