Selam
bilog,
Uzun zaman oldu buraya içim dökmeyeli. Biraz
anlatasım var. Azıcık müsaitliğim varken yazayım dedim.
Ben evlendim! 19 Kasım’da Fuar
Evlendirme’de nikâhımız oldu. 25 Kasım’da da Balıkesir’de bir düğün oldu. Düğün
istemiyorduk ama ailelerin dediği oluyor ne yazık ki. Ne kadar istemediğim şey
varsa yaşadım şükür! :D Dünyanın en sade gelinliğini isterken, bana göre en
kabarık gelinliği ile o düğünde göbek attım. :D Ali de ben de oynamayı
bilmediğimizde epey komikti bana göre. Geçip gittiği için ikimiz de memnunuz
açıkçası. Düğün bana saçma geliyor. Evliliği de çok gerekli görmüyorum açıkçası
ama resmen toplum baskısı yüzünden evlendik. :)) Eşim Ali olduğu için tabii ki
sıkıntım yok ve bu durumdan memnunum. İyi ki o. :) Neyse artık evli bir
insanım. Kendimi o kadar büyümüş hissetmesem de her şey insan için ve zamanı
gelince bir bir yaşıyorsun hepsini.
Onun haricinde balayı falan
yapmadığımızdan –çünkü kış ve paramız da yok :) üç günlük evlilik iznimizden
işe döndüğümüzde işten çıkarıldım. Henüz tam sonuçlanmadığından bir şey
söylemek istemiyorum ama sıkıntılı bir süreç. Tüm yük Ali’nin üzerine kaldığı
için çok mutsuzum ama yapmak istediğim şeyleri bir türlü yoluna koyamıyordum
vakitsizlikten ve yorgunluktan. Bir ara vermek bazı kararlar almamda ve
uygulamaya geçmekte iyi oldu sanki.
İşsiz olduğum için Japonca kursumun
gününü değiştirdik. Cumartesileri 18.00-19:30 arası gidiyordum ama şimdi Salı ve
Cuma günü 14:30-16:00 arası gitmeye başladım bu hafta. Birazcık ders
çalışabiliyorum şu ara.
Onun haricinde dizilere sardım. Ali’yle
Stranger Things izliyoruz. 2. sezonu bitirmek üzereyiz ama ben öyle şeyler
barındıran hikâye ya da dizi/filmlerden korkuyorum. Ama herkes o kadar çok
bahsediyordu ki izlemek farz olmuştu artık.
Fi dizisi ilk çıktığında biz de
izlemeye başlamıştık ama kitapla alakası olmadığını düşünüp 4. bölümden sonra izlemeyi
bıraktık. Ama ben bu ara yeniden izliyorum. Malum işsizlik. :) Fi’yi bitirdim
hatta Çi’nin de 5. bölümünü izledim az önce. Kitaptan çok şaştı ama izliyorum
işte.
Bir başka izlediğim Türk dizisi de Ufak
Tefek Cinayetler. Yine çok övmüşlerdi de meraktan başlamıştım. Sonra sardı epey
beni. Onu da izliyorum. Bana biraz Pretty Little Liars’ı hatırlattı ama Ali
Desperate House Wifes ve Little Big Lies’a benziyor dedi. İki diziyi de
izlemedim ama herkes benziyor ama aynısı değil diyor.
Çalışırken Skam diye bir Norveç dizisi
izliyordum ama onun 4. sezonunda kaçıncı bölümünde kaldığımı unuttum. Hatırlayınca
onu tamamlayacağım. Sanki 20 dakikalık vloglar izliyormuşsunuz gibi, değişik
bir dizi. Aslında liseli gençlerin gündelik hayatlarından kesitler var içinde.
Ama Norveççe çok sevimli bir dilmiş. Canım çekiyor.
Bir de Kore dizisi izledim ama
üşenmezsem ona ayrı yazı yazacağım.
Şimdilik yazacaklarım bu kadar. Aslında
yoruldum ve bulaşık makinasına bulaşıkları yerleştirip sonra da ütü yapmam
lazım.
Gelirim yine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder