Merhabalar;
Çelınca
başlıyorum bugün ben de.
1-
Nasıl bir apartmanda büyüdün?
Apartmanda
büyümedim ben. Müstakil bir ev bizimkisi. Şimdilerde üç katlı olsa da ben
ilkokula başlayıncaya kadar tek kattı. Tek kat iken de üç katlı iken de sadece
biz vardık evde. Önünde ve arkasında bahçesi var. Arka bahçeye mutfaktaki
balkon kapısından çıkılıyor. Balkonun bir tarafından bahçeye doğru merdiven
iniyor iki basamak. Öndeki bahçede iki tane erik ağacı vardı uzun yıllar. Dedemden
(babamın babası) ağaç aşılamayı öğrendim ben burada. Bir de asmamız vardı. Fidanını
babamın bir arkadaşı Bulgaristan’dan getirmiş. Ben üniversiteye başladıktan
sonra babam erik ağaçlarından birini kesmiş hastalık geldi diye.
Ön
bahçede birde fırın var, taş fırın. Bizim oralarda pek yaygındır. Dedem yapmıştı
o fırını. Annemin babası.8. Sınıfa gidiyordum. Sonra o yıl felç geçirdi zaten. Hatırladığım
o son görüntüleri o fırınla ilgilidir.
Arka
bahçede ise pek bir şey yetişmedi yıllarca. Ama bizim şöyle bir huyumuz var
nedense. Kim alıştırdı onu da bilmiyorum. Yediğimiz meyve çekirdeği olsun
zeytin çekirdeği olsun hep bahçeye atarız. Ben hala biraz toprak görsem atarım.
Hatta böyle bir proje de başlatılmıştı bir ara. İşte bizim zeytin çekirdeklerinden
bir zeytin, bir de şeftali büyüdü sonraları o bahçede. Aşıladı da babam yedik
hep.
Arka
komşumuzla bahçelerimiz bitişik. Eskiden tavuk kümesi falan vardı ama Allah’tan
artık yok, koku yapıyor çünkü. Benim çok sevdiğim bir ceviz ağaçları bir de
akasya ağacı vardı. Bizim balkonun merdivenlerine oturup, ellerimde domates,
peynir ve ekmekle az mı hayaller kurdum o ağaçlara bakıp.
Evimiz
daha tek katlıyken annem tarhanayı falan evin üstünde yapardı, hatta yer müsait
diye komşular da kendi tarhanalarını falan yaparlardı. Ne güzel günlerdi. Hep birlikte
çalışılır, sonra yine hep birlikte yemek yenirdi. Hiç unutmuyorum bir keresinde
komşumuza tarhana yapılıyor. Bunların da torunu var. Başka bir ilden mi ne
gelmişler. Kız bizden büyük. Kardeşi de benden küçüktü. Ama kız ne sosyetik o
zamanlar. Bir de ergenliğe falan girmişti sanırım. Makyaj da yapıyordu. Bunun küçük
kardeşi al sen bunun rujunu sıva tüm yüzüne. Bir geldi, tüm yüzü pespembe. Kız
ne çok ağlamıştı rujumu mahvetti diye. Emel’di sanırım adı. :)
Annem
o eve gelin gelmiş. Babamsa askerlikten döndükten sonra bir tanıdığıyla
birlikte bir süre yaşamış. Ben ise 20 yaşında üniversite diye çıktım o evden. Annemler
hala o evde oturuyorlar. Yaşım 27 oldu yıl değişince. :) Annemler evleneli 28
yıl olmuş. 28 yıllık evimiz. :) Nicelerine inşallah.
4 yorum:
Ne güzel bir evde büyümüşsün :) Gözümün önünde canlandı.
Ben de meyve çekirdeklerini balkondaki saksılara sokuştururum hep :)
Toprağa atmak hep daha iyi geliyor bana @Handan. Sanki diğer türlü ziyan oluyorlarmış gibi geliyor.
Merhaba Elif.
İyi ki bugün bloguma gelmişsiniz. İade-i ziyaret yapayım dedim, bu güzel yazıyı okudum.
Kısa bir öykü tadı verdi.
Sevgiler
Teşekkür ederim sevgili @Tülin.
Hoş geldiniz. :))
Yorum Gönder