9 Mart 2017 Perşembe

Son gün, İstanbul Kırmızısı, Nejat İşler

         
         Merhaba.
         Çelınçta son gün bugün. Seviniyorum buna. Ne yalan söyleyeyim sıkılmaya başlamıştım. Cevaplayayım da bitsin artık.
         20- Hayat sana ne öğretti?
         Henüz 27 olmama rağmen ders almaya çalışıyorum. Bence baya bir şey öğrendim.
         Öncelikle büyük konuşmamayı öğretti. Zaten neyi yapmam desem yaptırıyor valla.
         İkinci olarak bazı şeyleri ne kadar planlayıp, programlasan da kontrol edemeyeceğim şeyler olduğunu öğretti. O zamanlarda planlarının eğilmez, bükülmez olmaması gerektiğini, arada esnemek gerektiğini öğretti.
         İşte bu kadar çelınç. Geçmiş olsun hepimize.



         Şimdi gelelim İstanbul Kırmızısı’na. Vizyona gireceği günü iple çekiyordum ama daha dün izleyebildik. Ben öyle Ferzan Özpetek hayranı falan değilim. Sadece Nejat İşler’i sevdiğim ve her filmini izlediğim için izlemek istemiştim. Ama hayal kırıklığına uğradım. Filmin bir sona bağlanmayıp bitmesinden falan hiç bahsetmeyeceğim de Nejat İşler’den bahsedeceğim. Son iki filmdir (yani Serenay Sarıkaya ile oynadığı İkimizin Yerine ile İstanbul Kırmızısı) beni hayal kırıklığına uğatıyor. Normalde kendisini de oyunculuğunu da çok beğenirim ama İkimizin Yerine filminde yorgun, halsiz ve isteksizdi resmen. Zoraki oynamış gibiydi filmi. İstanbul Kırmızısı’nda da aynı şeyi hissettim. İki film de bana göre normal performansının çok çok altında sergilenmişti. Üzüldüm açıkçası.

Hiç yorum yok: