Hava
kapalı bugün. Ya da yine demeliyim. Cumartesi geldim Balıkesir’e ve neredeyse o
günden beri yağmur yağıyor. İçimden de hiçbir şey yapmak gelmiyor o yüzden.
Evet,
bu arada Balıkesir’deyim. 11 Mayısta okulum bitti. Artık tatildeyim. O gün
sınavdan çıkınca doğruca İzmir’e gittim. İzmir otogarda arkadaşlarla buluştuk.
(Geçen yılki oda arkadaşlarım, yurttan) Sonra da onlarla Turgutlu arabasına
bindik ve oraya gittik. Arkadaşımın biri oralı (Tuğçe). O geceyi onların evinde
geçirdik. Sağolsun ailesi bizi çok güzel ağırladı. Cumartesi günü de Manisa’ya
geldik. Akşama kadar da orada gezdik. Sonra ben Balıkesir’e gelen bir otobüse
bindim ve şu an evdeyim. Pazar günü döneceğim ama. Hem sıkılmaya başladım hem
de adada işlerim var.
Adada
da eğer kaldığım derse yaz okulu açılırsa (ki inşallah) onu vereceğim. Ve belki
bir dil kursuna gidebilirim. Daha tam belli değil.
İş
ayarlamıştım ama olmadı o. Başka görüşmelerim var yine adaya gidince.
Alışveriş
yaptım yine bir sürü. Daha götüreceklerimi ayarlayacağım, çantama
yerleştireceğim. Çanta, valiz değil. Rehber olacağım için az eşyayla seyahat
etmeye alışmaya çalışıyorum. Sırt çantamla gidiyorum çoğu yere o yüzden.
Buraya
kitap getirmedim bu arada. Aslında getiriyordum. Gölgeler Kitabı’nı okuyorum
hala. (Bitmedi gitti.) Ama kalın bir kitap olduğu için ve çantamda ağır
olduğundan geri çıkarttım. Burada da geçen geldiğimde (bir ay önce) bir yarım
kitap bırakmıştım. Biraz sonra gidip onu okuyayım bari. Böyle boş boş durmakla
olmaz. O da Adalet Ağaoğlu’nun Yazsonu kitabı. Bir yıldır okuyorum nerdeyse
onu. Okuduğum ilk kitabıydı. Belki de son olacak. Bu kadar ağır ilerleyen bir
kitap daha görmedim. Bir arkadaşımın dediğine göre (bu arada kendisi 15 -20
yıllık edebiyat öğretmeni) en kötü kitabından başlamışım okumaya ama hakikaten
kötü bir kitap. O yüzden bir daha okur muyum, bilemiyorum.
Geçenlerde
annemle telefonda konuşurken boya-badana yaptık demişti. Bende bir korkuyla
sormuştum benim odamı da boyadınız mı diye. Boyamışlar tabii ki.
“Kitaplarım?!!1 demiştim daha bir korkarak. “Çok fazlaydı, odaya girilmiyordu,
yukarı çıkardık yarısını.” demişti annem. Çıldırdım tabii ben. Yukarısı diye
bahsettiği de üst kat. Bizim ev üç katlı. Biz birinci kattayız. Üstteki iki kat
boş, kullanılmıyor. Üçüncü kat inşaat halinde hatta. Neyse işte taşımışlar.
Balıkesir’e gelmemin en büyük nedeni de bu aslında. Gelmek konusunda
kararsızdım yani.
Geldim,
gelişigüzel taşımışlar tabii yukarıya. Yani ben onları kategorilendirmiştim.
Bilmedikleri için nerde neyin olduğunu kafalarına göre taşımışlar. Onları
indirdim bir de aşağıya. Kitaplarımı, İngilizce kitaplarımı, gramer kitaplarımı
ve bazı defterlerimi indirdim.
Bir
sürü test kitabım vardı. Kitap alma hastalığım sadece normal kitaplarda değil
maalesef. Test kitabım da çok. Ben üniversiteyi kazandım ama (biraz zor da olsa
:P ) kardeşim de bu yıl girdi. O yüzden duruyorlardı hepsi. Onları bıraktım
yukarıda. Gerçi bizim oğlanın pek parlak değil puanları. 2 yıllık üniversiteye
gidecekmiş (bu konuda çok sinirliyim ona) ama belli olmaz belki fikir
değiştirir. Dursunlar bakalım bir süre daha. Daha sonra ya ihtiyacı olanlara
dağıtacağım ya da geri dönüşüme yollayacağım zaten onları.
Dün
dersaneden bir arkadaşımla görüştüm. Evet, ben de dersaneye gittim bir yıl. Ama
iki yıl ara verdiğim için gittim. Yoksa hâlâ karşıyım dersaneciliğe. O
arkadaşım uzman jandarma çavuş oldu bu arada. İki yıldır görüşmüyorduk. Mutlu
oldum onu gördüğüme.
Mayıs
başında da yine dersaneden bir arkadaşım evlendi. Balıkesir’de oldu düğün.
Sınavlarımın başladığı güne denk geliyordu, o yüzden gelemedim düğününe. O da
Van’da ebelik yapıyordu. Sanırım şimdiki görev yeri Erzurum’da.
Arkadaşlarımın
çoğu artık meslek sahibi ve bazıları da evlenmeye başaldılar. Bu benim de
büyüdüğümü gösterir. :P Ama tabii ben hâlâ öğrenciyim. :)) Bu okulun bitmesine
3 yıl var daha. (5 yıllıktı) Belki sonra yüksek lisans da yaparım. Kararsızım
bu konuda.
Öyle
işte. Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Başka şeyler de gelirse yazarım artık ara
ara okul da tatil olduğuna göre. Yoğunluğum bir nebze de olsa azaldı çünkü.
Kendinize
iyi bakın.
Not: Fotoğraf Kuşadası sahilden bir akşamüstü. Karşıda görünen Güvercin Adası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder