Dün Ankara’daydık. ÇYDD’nin 7.
Anıtkabir bulaşması ve 10. Temsilciler Kurulu vardı. Ben de temsilciler
kurulunda delegeydim.
Sabahtan Ata’nın huzuruna çıkıp, daha
sonra Temsilciler Kurulu için oradan ayrıldık. Kurul, Nazım Hikmet Kültür
Merkezi’nde yapıldı. Görevimi yerine getirdiğim için mutluyum.
Bu sabah 8 gibi de eve döndüm. Yoğun
bir programdı ama atlattık bir şekilde.
…
Her zaman “Hiç vaktim yok./Çok yoğunum.”
gibi cümleler kuran insanlardan hoşlanmayan ve onları çok da anlayamayan bir
insan olmuşumdur. Fakat gerçekten hiç vaktim yok ve çok yoğunum ya. Nasıl oluyor
anlayamıyorum ama bir şekilde işlerim yetişmiyor.
Bir önceki yazımda (bitenleri yazmışım)
batı turuna çıkacağımı yazmıştım. Çıktım batı turuna. Berbat geçti. Gün gün
yazmayı planlıyorum. Biz turdayken okul açılmıştı zaten. Dönünce de dersler,
sunumları ayarlamak falan… Uğraşıp duruyoruz. Sunum konularını seçmek bir
dertse hazırlamak da başka bir dert. Sunum hazırlamaktan gerçekten nefret
ediyorum bu arada. Sunmakta ya da raporunu hazırlamakta bir şey yok. Hatta o
kısımlarını eğlenceli buluyorum ama hazırlamak tam bir işkence. Sonra…
Bazen çok şaşırıyorum. Aynı yolda, aynı
amaçla yürüdüğüm insanları hep kendim gibi sanıyorum. Yani, tamam herkes
farklı. Ama ortada ortak bir amaç varken orada sadece kendi çıkarını düşünmek
bana çok garip geliyor. Hele ki ortadaki amaç belli, hareket belliyken sadece
kendine çekmek her şeyi… Garip yani. Üzücü de.
…
Dün Temsilciler Kurulu’nda iken çok çok
üzücü bir haber aldık. Yaşar Kemal… Çınar dediğimiz güzel adam. O kadar üzüldüm
ki o saatten sonra kurula odaklanmak çok zor oldu benim için. Huzur içinde yat
büyük üstat!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder