Yazacağım
deyip yazamamak… İşte bütün mesele bu.
Balıkesir’den
Kuşadası’na döndüm. Okula başladım
tabii. Yani okul 15 Eylülde başladı da biz turdan döndüğümüz ve de araya da
bayram girip de bayram tatilini biraz daha uzattığımız için dün başlamış oldum.
Bugün ikinci günümdü yani.
Okula ve adaya uyum sağlamaya
çalışırken blogu ve yazmam gerekenleri unuttum tabii. Ama neyse ki çok geç
olmadan geri döndüm. :)
Kitap meydan okumasına devam edelim. :)
2. gün: Üç kere ya da daha çok okuduğun kitap.
Çocukken sevdiğim kitapları birden
fazla kez okurdum ama büyüdükçe bu azalmaya başladı. O zaman kitabım azdı ve
tekrar tekrar okuyabiliyordum. Açıkçası ortaokula kadar da gidip kendi kendime
kitap almışlığım yoktu. Ama büyüdükten sonra dünyada okunacak bir sür kitap
olduğunu ve benim buna ömrümün yetmeyeceğini farkettiğimden sonra yani bir
kitabı ikinci kez çok nadir okumaya başladım.
Tabii ki bazı kitaplarım hep çok özel.
Ara ara bazı sevdiğim kısımlarını okuyorum ama tam okuma denilemez herhalde
bunlara.
Üç ya da daha fazla okuduğum kitaplar
Jane Eyre (Charlotte Bronte) ve İki Şehrin Hikayesi (Charles Dickens)’dır
herhalde.
Bir de ilginçtir ki bu iki kitabın hiç
Türkçe baskısını okumadım nedense. Hep İngilizcesini okumak nasip oldu.
*Not: Fotoğraf Google'dan.
2 yorum:
İngilizcesi daha keyif verdi ise mesele yok :))
O zamanlar hep öyle gelmiş demek ki. :)
Yorum Gönder