15 Aralık 2012 Cumartesi

Gezdim, Gördüm – Priene Akropolü


Kutuplara dönüşmüş evimden merhaba. :) Bir de Kuşadası’nın sıcak olduğunu söylüyorlardı bana. Gayet de soğuk işte. Balıkesir’deki evimdeki sobayı özledim. Üzerinde pişirdiğimiz kestaneleri özledim. :)
Neyse konumuza döneyim ben. Açıkçası bu yürüyüşü yazarken bu kadar uzun olacağını düşünmemiştim. Ama bildiğimiz seriye dönüştü bu. Bundan sonra bir - iki post daha gelebilir hatta. :)
Aziz Nikolous Kilisesi’nden çıktıktan sonra köyün çıkışına doğru yürümeye başladık. Bu arada da şoförümüzü aradık. Köyün çıkışında bizi aldı ve Priene Akropolüne doğru yola koyulduk. Rehberimiz yoktu ama çoğumuz rehberlik öğrencisi olduğumuz için burayı görmek istedik. Arkeoloji dersinde öğrendiğimiz terimleri de böylece pekiştirmiş olduk. Ki cumartesiden sonra ki Salı yani sonraki hafta hocamız Priene’yi işledi. Sınavda bu bölümü garantilediğimi düşünüyorum şimdiden. :))
*Bol fotoğraf var yine, baştan söyleyeyim.
Priene Kalesi şu gördüğünüz dağın tepesinde. Oradan yürüyerek Rum köyü Gelebeç'e geldik. Oradan da arabayla Priene Akropolü'ne geldik. Burası girişe yaklaşırken.

Merdivenleri tırmanan arkadaşlar.



Bu alan ve fotoğrafa sığmayan kısmı Agora yani pazar alanı.



Bu tiyatronun yanındaki bazilikanın içindeki altar yani sunak. Bu bazilikanın içinden bir kapı açılıyor ve tiyatroya geçiliyor.

Burası tiyatronun bir kısmı. Hepsini fotoğraflayacak vaktim yoktu açıkçası. Daha gidecek yerimiz olduğundan rehberlik öğrencisi olmayan arkadaşlarımız şöyle bir gezip arabada bizi beklemeye gittiler. Biz de her yeri detaylı inceleyemedik. Zaten Priene'de çok büyük bir antik kent. Hepsi de açığa çıkarılabilmiş değil. Hala kazı çalışmalarının devam ettiği alanlar var.

Tiyatroda kralların ya da önemli kişilerin oturdukları yer. Ben de önemliyim. :P



Burası tiyatronun sahnesinden (scene) kalabilmiş kısım.



Arkadaşların bulunduğu yer yukarda bahsettiğim o bazilika. Hemen sol tarafı da tiyatro.

Athena Tapınağı'na giderken. O sütunlar tapınaktan kalanlar, yani ayağa kaldırılmış kısmı. Yoksa sütunların parçaları hala duruyor orada. Ayağa kaldırılır mı ileride, bilmiyorum.




Bir aslan figürü. Alınlık tablası diye tabir ettiğimiz çatıyla beden duvarlarını birleştiren kısımlardaki süslemelerden biri yani.


Ve çıkış kapısındaki son şema. 

 Priene bu kadar. Aslında çok fotoğraf var da boğmamak amacıyla bu kadarını ekleyebiliyorum maalesef.

Hiç yorum yok: