22 Şubat 2017 Çarşamba

Gereksiz Yetenekler

         
         Beşinci günün sorusuna geldi sıra.
5- Gereksiz bir yeteneğin var mı?
Olmaz mı diyeceğim. Bana göre gereksiz Ali’ye göre müthiş yetenekler bunlar.
İlki aynı anda bir çok şey düşünme. Ali, buna hala tam olarak alışamamış olsa da yine de olağanüstü bir şeymiş gibi bahsediyor hep. Bana göre çok gereksiz hatta yorucu bir eylem bu. Bir kere beyninizin içindeki düşünceler daldan dala atlarken siz bir yandan onu karşınızdakine anlatmaya çalışıp bir yandan da onun sizi anlayıp karşılık vermesini bekliyorsunuz. Çok yakın arkadaşlarım artık bu durumu pek önemsemeseler de Ali fazla ciddiye alıyor. :) Ama dediğim bana göre hem çok gereksiz hem de çok yorucu.
İkincisi algıyı kapatma. Ben yine bunun çok gerekli olduğunu düşünmüyorum ama Ali buna bayılıyor, yine. :) Çünkü ben ilgimi çekmeyen, dinlemek istemediğim konularda duymuyorum resmen. Yani beynimin içinde bir şey oluyor, hop o sesler yok oluyor. Duymuyorum. Gerçi en çok iş yerinde işime yarıyor ama çok gerekli mi derseniz bence değil.
Üçüncüsü de dudak okuma. Normalde bakınca çok müthiş bir şeymiş gibi geliyor insana. Ama bu bana hep yoldayken oluyor. Metroda ya da otobüste hep insanları izlerim ben. Eh tabii birde insanlar konuşuyorlar. Sırf onları dinlememek için, o muhabbetlerin üçüncüsü olmamak için kulaklıksız binmiyorum hiçbir toplu taşıma aracına. Ama sadece kulaklık yetiyor mu, yetmiyor tabii ki. Bir de çok gerekliymiş gibi dudak okuyorum ben, kulağım duymasa ne olacak. Bu da beni rahatsız ediyor. Kendime kızıyorum ne diye beynini tüm o gereksiz bilgilerle dolduruyorsun diye. O yüzden hep bir şeyler okumaya çalışıyorum artık. Normalde beni araba tutar. Yıllarca on beş dakikalık yolculukta bile mahvoldum ben. Ama sırf bu sevmediğim -bence çok gereksiz- yeteneklerim sebebiyle toplu taşıma araçlarında kitap okumaya alıştırdım kendimi.

Eh bu kadar sanırım. Peh. Ben neymişim yahu! Gereksiz yeteneksizler şahanesi. :)

Hiç yorum yok: