Merhabalar;
Ülke gündeminden dolayı hiçbir şey
yapmak gelmiyor içimden. Uyumak istemiyorum, uyanmak bile istemiyorum. Çok
umutsuzum. Çok şey söyleyesim, çok şey yazasım var ama içim acıyor. Engel
olamıyorum.
İyi olmadığını biliyorum. Devam etmek
gerek, ilerlemek gerek. İleriye bakmak gerek. Biliyorum. Deniyorum.
Deneyeceğim.
Gelelim başlığa ve çaylara. Çayı
seviyorum. Bitki çaylarını da çok seviyorum. Yeni denediklerim oldu. buraya da
yazayım dedim.
Öncelikle söylemek istediğim şey
üniversite sayesinde yeme alışkanlıklarım biraz değişti. Mesela hayatıma ton
balığı ve yeşil çay girdi.
İlk önce sade yeşil çayla başladım.
Sanırım o zaman bu kadar da çeşit yoktu ya da ben bilmiyordum.
Yeşil çayı demleyerek de içmeyi çok
seviyorum ama yalnız yaşadığımdan koca demliği bitiremiyorum. O yüzden de daha
çok poşet çayları tercih ediyorum. Evet, tadı aynı değil ama ziyan olmasındansa
ben bunu tercih ediyorum.
Sade yeşil çaydan sonra limonlu ve
nanelisini denemiştim. Onları da sevdim ama bugün bahsedeceklerimi çok daha
fazla merak ediyordum.
Yaseminli
Yeşil Çay: Bunu çok duyuyordum ama bana yakın olan marketlerde bir türlü
bulamıyordum. En sonunda Doğadan’ın yaseminli yeşil çayını buldum ve çok
sevdim! Bir kere yasemin çok güzel kokuyor ve çok da yeşil çay tadı yok
aslında. Daha çok çiçek içiyormuşsunuz gibi. :) 20 adet var içinde.
Yeşil
Çay – Gül Karışımı: Bu yıla kadar gül kokusundan bile nefret eden ben
birden bire içinde gül olan her şeye ilgi duyar oldum! Yine Doğadan’ın Büyülü
Bohça serisine bakınırken yeşil çay-gül karışımı çayı olduğunu görünce hemen
aldım. Bunu da çok sevdim. Açıkçası alırken tadı kötüyse diye korkuyordum.
Keşke kozmetiklerde olduğu gibi böyle ürünlerde de tester olayı olsa. Bir tane
alıp denesem, seversem gidip koca kutuyu alsam. İçinde 16 adet var.
Mistik
Chai: Yine bin markette gezinirken –evet, market gezmek benim hobim- gözüme
bu ilişti. Daha önce hiç görmemiştim bu ürünü. Hatta nedense Doğuş markasının
poşet çaylarına hiç dikkat etmemişim. Üzerinde sütle içilmesi tavsiye edilse de
ben su ile içiyorum. Sütlü halini sevemedim nedense. Ağır geldi biraz bana. bu
çayın da kokusu harika ve içimi yumuşak. İçinde 20 tane var.
Bu arada yeni hedefim –tabii
bulabilirsem- gül çayı ile çilek çayını denemek. Bir kere bir aktarda görmüştüm
ama o zaman acelem vardı almadım. Sonra da bir daha denk gelemedim.
Bir de bir teneke kutum var. İçine
poşet çaylarımı koyuyorum fakat çok dağınık duruyorlar ne kadar düzenlersem
düzenleyeyim. Ben de kartondan böyle bir şey yapıverdim. Çok dandik bir şey ama
bir süre kullanayım bakalım. Daha sonra boya alıp kutuyu boyamayı düşünüyorum. O
zaman içine de doğru düzgün bir şeyler yapacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder